Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
BİDÂTKÂR : Ottoman Turkish

idatçı, dinde olmayanı dine sokan bozguncu

BİDÂTÜZZAMAN : Ottoman Turkish

zamanın görülmemiş ve harika olanı

BİDÂYET : Ottoman Turkish

Başlangıç. İlk önce. Evvel ve ibtida. İlk olarak

BİDÂYET : Ottoman Turkish

aşlangıç

BİDÂYETEN : Ottoman Turkish

İlk olarak

BİDÂYETEN : Ottoman Turkish

aşlangıçta

BİDÎYÂT : Ottoman Turkish

idatlar, dine sonradan sokulanlar

BİE : Ottoman Turkish

Yurt, konak

BİET : Ottoman Turkish

Bir menzile konma. * Hal, durum, nitelik, keyfiyet

BİGAL : Ottoman Turkish

(Bagl. C.) Katırlar, esterler

BİH : Ottoman Turkish

f. Menba, kaynak. * Temel, asıl, kök

BİH-GÜZİN : Ottoman Turkish

f. Sarraf. * Bir şeyin en güzelini seçen

BİH-KEN : Ottoman Turkish

f. Kökünden çıkaran, kök söken

BİHAH(E) : Ottoman Turkish

Ses kısıklığı

BİHAK : Ottoman Turkish

Gözsüz etmek, kör etmek

BİHAKKALYAKÎN : Ottoman Turkish

yaşayıp bizzat tecrübe edercesine bir kesinlikle

BİHAKKIN : Ottoman Turkish

hakkıyle, tam olarak

BİHAM : Ottoman Turkish

Dolu, memlû

BİHAN : Ottoman Turkish

(Bih. C.) f. İyiler, iyi adamlar

BİHAR : Ottoman Turkish

(Bahr. C.) Denizler. Deryalar. * Mc: İlmi çok olan âlimler

BİHASEB-İL ÂDE : Ottoman Turkish

Âdet kabilinden, âdet kabul ederek

BİHBUD : Ottoman Turkish

f. Sağlam, sıhhi vücud, iyi, sağ

BİHİ : Ottoman Turkish

f. Ayva

BİHİM : Ottoman Turkish

O, onları, onlara, onlardan, onlarla mânâlarına gelir ve zamirdir

BİHİMA : Ottoman Turkish

O ikisi, o ikisine, o ikisinden, o ikisiyle mânâlarına gelir ve zamirdir