Ottoman Turkish
İCLİHMAM : Ottoman Turkish
Toplanmak, cem'olmak
İCLİNBAB : Ottoman Turkish
Yan yatmak
İCLÂ : Ottoman Turkish
(Cilâ. dan) Sürme, nefyetme, sürgün etme. Evinden barkından ayırma. * Sür'atle seğirtme. * Cilâlama, parlatma
İCLÂ-Yİ VATAN : Ottoman Turkish
Yerinden yurdundan sürgün etme, başka tarafa nefyetme
İCMA' : Ottoman Turkish
Toplanma. Dağınık şeyleri toplamak. * Hazırlamak. * Azm ve kasdeylemek. * Topluluk. Fikir birliği. Bir mes'eleden âlimlerin ittihad etmesi. * Fık: Sahabe-i Güzin Hazretlerinin (R.A.) ittifakları üzere akaid hükmüne geçmiş umur-u diniyenin tamamı
İCMA-İ ÜMMET : Ottoman Turkish
Ist: Aynı asırda yaşamış olan İslâm âlimlerinden müctehid olanların, şeriatın bir mes'elesi hakkında verilen hükümde birleşmeleridir
İCMAD : Ottoman Turkish
Dondurma, câmidleştirme
İCMAD-I MÂ : Ottoman Turkish
Suyun dondurulması. Suyun buz haline getirilmesi
İCMAEN : Ottoman Turkish
Toplu olarak, hep birlikte. İcma-i ümmet olarak
İCMAL : Ottoman Turkish
Hülâsa etmek. Kısaltmak, bir araya toplamak. Kısa anlatmak. Biriktirmek. * Uzun bir hesaptan çıkarılan hülâsa, netice
İCMAL-İ SENEVÎ : Ottoman Turkish
Senelik gelir ve giderleri yahut yalnız giderleri toplu ve kısaltmış olarak gösteren cetveller
İCMAL-İ ŞEHRÎ : Ottoman Turkish
Aylık gelir ve giderleri, yahut yalnız giderleri toplu ve kısaltılmış olarak gösteren cetveller
İCMALEN : Ottoman Turkish
Kısaca. Özlüce. İcmali ve hülâsa olarak
İCMALÎ : Ottoman Turkish
Kısaca, toplu olarak, tafsilatsız. Muhtasaran
İCMALÎ İMAN : Ottoman Turkish
İman esaslarını kısaca bilmek. Allah'a ve Peygamberine imân ettiğini söylemek ve tasdik etmek. (Bak: İman-ı icmalî)
İCMAM : Ottoman Turkish
Atı soluklandırma, dinlendirme. * Biriktirme
İCMAR : Ottoman Turkish
Bir araya toplamak. * Süratle yürümek. * Atın sıçrayarak yürümesi. * Bir şeyin umumi olması. Ateşe öd ağacı koymak. * Bir şeyi buhurlamak. Tahmini hesab yapmak. * Yeni ayın görünmesi
İCNAF : Ottoman Turkish
Doğruluktan ayrılma. Sadakattan uzaklaşma
İCNAN : Ottoman Turkish
Deli etme, divane eyleme. * Bir şeyi örtme
İCNE : Ottoman Turkish
Tıb
Yanak kemiği
İCNİS : Ottoman Turkish
Tembel ve uyuşuk adam
İCRA : Ottoman Turkish
Bir işi yürütmek. * Yerine getirmek. Yapma. Tatbik etme. * Vekil göndermek. * Mahkeme kararını yerine getirmek. * Suyu akıtmak. * Huk: Borçlunun alacaklıya karşı ödemekle mükellef olduğu bir borcu, adlî bir teşekkül vâsıtasıyla ödetme
İCRA HEY'ETİ : Ottoman Turkish
Mahkeme kararını tatbike memur olan heyet. İcra memurları heyeti
İCRA KUVVETİ : Ottoman Turkish
Memleketi idâre eden, kanunları tatbik eden kuvvet
İCRA MEMURU : Ottoman Turkish
Mahkeme kararını tatbik ile borçludan borcunu alıp alacaklıya vermekle vazifeli olan adliye memuru
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani