Ottoman Turkish
İHRAK : Ottoman Turkish
Akıtma, dökme
İHRAK Bİ-N-NAR : Ottoman Turkish
Ateşte yakma
İHRAK-I DÜMU' : Ottoman Turkish
Gözyaşı akıtma, ağlama
İHRAKAN : Ottoman Turkish
Yakmak suretiyle
İHRAM : Ottoman Turkish
Hacıların örtündükleri dikişsiz elbise. * Yün yaygı. Büyük yün çarşaf. * Fık: Hac veya umreyi yada her ikisini eda etmek için mübah olan şeylerden bazılarını nefsine menetmek ve onlardan sakınmak
İHRAS : Ottoman Turkish
Dilsiz olmak. Dilsiz kalmak
İHRAZ : Ottoman Turkish
Nail olmak. Erişmek. * Kazanmak. Kesbetmek. * Birisini güzel bir surette korumak
İHRİZ : Ottoman Turkish
Bitkin, dermansız. Kımıldanmağa ve bir şey yapmağa hâli ve mecâli olmayan
İHSA : Ottoman Turkish
Saymak. Sayılmak. İstatistik, sayım. * Kandırmak, aldatmak. * Zaptetmek. * Ezber etmek. * Fehmetmek. İdrâk eylemek
İHSA' : Ottoman Turkish
Yalnız bir ilim ve san'at dalıyla meşgul olup, o hususda ihtisas yapıp terakki etme. Husyelerini çıkarma, iğdiş etme, eneme, erkekliğini giderme
İHSAB : Ottoman Turkish
Ucuzlama, fiattaki azalma
İHSAD : Ottoman Turkish
Ekin veya ot biçme veya biçtirme. Hasâd etme
İHSAİYAT : Ottoman Turkish
İstatistik. İstatistiğe ait mâlumatı toplama ilmi
İHSAN : Ottoman Turkish
İyilik, lütuf, bağışlamak. * Sahilik etmek, cömertlik yapmak. * Allah'ı görür gibi ibadet etmek. * Güzel bilmek. Güzel eylemek
İHSAN-DİDEGÂN : Ottoman Turkish
(İhsandide. C.) İyilik görmüş olanlar, bahşiş almış kimseler, minnettar bulunanlar
İHSANAT : Ottoman Turkish
(İhsan. C.) İhsanlar, lütuflar
İHSANDİDE : Ottoman Turkish
(C.: İhsandidegân) f. İhsan görmüş, bağış almış. Birinin lütfunu görmüş, minnettar
İHSANEN : Ottoman Turkish
İhsan suretiyle. Bağışlayarak, lütuf ve iyilik ederek
İHSANNAME : Ottoman Turkish
f. Edb: İltifat mektubu. İltifat ve tahsini hâvi yazılan mektub
İHSANPERVER : Ottoman Turkish
f. İhsan edici. İyiliği çok sever.(İhsan ihsandır, eğer nev'e olsa veya muhtaca ve fakire olsa. Sehavet o vakit tam sehavettir, eğer millet için olsa, yahut milleti tazammun eden bir ferde olsa güzeldir. Şayet muhtaç olmayan şahsa olsa, şahsı tembel eder. Çingeneliğe alıştırır. Elhasıl, millet bâkidir, fert fâni!) (Münazarat)
İHSAR : Ottoman Turkish
"(Hasr. dan) Birisini işinden alıkoymak. * Fık: Hac için ihrama girmiş bir zâtın, Arafat'ta durmakla ziyaret tavafından; ve umre için ihrama girmiş bir kimsenin de tavaftan men edilmesi. Böyle men edilen zâta ""muhsar"" denir. * Kısaltma, kısalma. * Sıkıştırma."
İHSAS : Ottoman Turkish
Kandırmak, tergib, teşvik etmek
İHSAS-I GANAİM : Ottoman Turkish
Düşmandan ele geçirilen ganimet mallarını paylaşma
İHSASİYYE : Ottoman Turkish
Tecrübeden ve hissedilenden gayrısını kabul etmeyen. Hissiyyun ve maddiyyun fırkasından olanlar. İmansızlık. Dinsizlik
İHSASÎ : Ottoman Turkish
Hisse ait ve müteallik. Duygu ile alâkalı
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani