Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
İHYA : Ottoman Turkish

"Diriltmek. Yeniden hayata kavuşturmak. Canlandırmak. Şenlendirmek. Uyandırmak. * Gece de uyumayıp çalışmak veya ibâdetle vakit geçirmek.(İnsan der: ""Çürümüş kemikleri kim diriltecek?"" Sen, de: ""Kim onları bidayeten inşâ edip hayat vermiş ise o diriltecek."" S.) (Bak: Hayat)"

İHYA-KERDE : Ottoman Turkish

f. İhya edilmiş. Lutfedilmiş. Yeniden inşa edilmiş

İHYA-Yİ EMVAT : Ottoman Turkish

Ölüleri diriltmek

İHYA-Yİ LEYL : Ottoman Turkish

Geceyi ibadetle geçirmek

İHYA-Yİ MEVAT : Ottoman Turkish

İşlenmemiş toprağı, ekin için elverişli bir hâle getirme

İHYANEN : Ottoman Turkish

(Bak: Ahyanen)

İHZA' : Ottoman Turkish

Rezil ve rüsvay etme. Kepâze etme

İHZAK : Ottoman Turkish

Kahkaha ile gülme. Çok gülme

İHZAL : Ottoman Turkish

Şaka ve alay ile çok uğraşma

İHZAN : Ottoman Turkish

Mahzun etme, hüzünlendirme, keder verme

İHZAR : Ottoman Turkish

Hazır etmek. Hazırlamak. * Huzura getirmek. Derpiş etmek. * Mahkemeye gelmeyenleri cebren getirme müzekkeresi

İHZARAT : Ottoman Turkish

(İhzar. C.) Hazırlıklar, hazırlanmalar

İHZAREN : Ottoman Turkish

Huzura getirerek. Birini mahkemeye dâvet ederek. * Hazırlayarak, ihzar ederek

İHZARİYE : Ottoman Turkish

Aleyhine açılan dâva münasebetiyle getirilen şahıslardan, gönderilen mübaşir veya muhzirin masrafı karşılığı olarak tahsil edilen para. İhzariyeye mübaşir ve muhzirin at ve araba masrafından başka yemek, içmek gibi şahsî masrafları da ilâve edilirdi. * Birinin mahkemeye çağrılması için yazılan yazı

İHZARÎ : Ottoman Turkish

Hazırlık mahiyetinde olan. Hazırlayan

İHZAZ : Ottoman Turkish

Rahatlandırmak. Haz duymak. Nasipli olmak. Bahtlı

İHŞA' : Ottoman Turkish

Tevazu ve alçak gönüllülükle zorlama

İHŞAD : Ottoman Turkish

(Halk) Birikme, toplanma, cem' olma

İHŞAM : Ottoman Turkish

Utandırma, kızdırma

İJEK : Ottoman Turkish

f. Kıvılcım, şerare

İK'AD : Ottoman Turkish

Bir hükümdarın tahta oturtulması. Oturtmak

İK'AR : Ottoman Turkish

Derinletme, derinleştirme

İK'AR-I ENHAR : Ottoman Turkish

Nehirlerin derinleştirilmesi

İK'AR-I ÂBÂR : Ottoman Turkish

Kuyuların derinleştirilmesi

İKA' : Ottoman Turkish

(Vuku'. dan) Vuku buldurmak. Fena bir şey yapmak. Meydana getirmek. Yetiştirmek. Düşürmek