Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
İKBAR-I MEYYİT : Ottoman Turkish

Ölünün kabre konulması. Mevtanın gömülmesi

İKDAM : Ottoman Turkish

Gayret ve sebat ile çalışmak. İlerlemeye gayret etmek. Devamlı çalışmak. İlerlemek

İKDAMAT : Ottoman Turkish

(İkdam. C.) İlerlemeler. Sürekli çalışmalar

İKDAR : Ottoman Turkish

(Kudret. den) Kudret verme, kuvvetleştirme, güç kazandırma. Geçimini sağlama. * Birini kayırma

İKDİRAR : Ottoman Turkish

Bulanma, bulanık olma

İKDİRAR-I MÂ' : Ottoman Turkish

Suyun bulanması

İKFA' : Ottoman Turkish

Edb: Sesleri birbirine yakın olan harflerle kafiye yapmak

İKFAL : Ottoman Turkish

Kilitlenmek, kilitlemek, kilit takmak

İKFAR : Ottoman Turkish

Birisine kâfir demek, kâfir denilmek

İKHAT : Ottoman Turkish

Kuraklığa uğratma, kıtlığa uğratma

İKİ DİRHEM BİR ÇEKİRDEK : Ottoman Turkish

"Mc: ""Pek süslü"" yerine kullanılır bir tabirdir. Osmanlı altını iki dirhem bir çekirdek ağırlığında olduğu için bu tâbir meydana gelmiştir."

İKİ ELİ YAKASINDA OLMAK : Ottoman Turkish

Mecaz yoluyla âhiret gününde birinden hakkını aramak

İKİLİK : Ottoman Turkish

t. İki kuruş kıymetindeki eski gümüş para. * İki kısımdan meydana gelmiş. * Ayrılık, ihtilâf, ikiye bölünme, iki taraf olma

İKİNDİ DİVANI : Ottoman Turkish

t. Tanzimattan evvel sadrazamların kendi konaklarında yaptıkları divanlar. Bu divan ikindi namazından sonra toplandığı için bu adı almıştı. Bâb-ı Âlî teşkilâtının ilk şekli olarak Divan-ı Hümayun, muayyen günlerde toplandığı zaman, vezir-i azamlar da divanda bitirilemeyen veya arza lüzum görülmeyen işleri kendi konaklarında salı ve perşembenin haricindeki günlerde hallederlerdi. Sadrazamdan başka hiçbir vezir, ikindi divanı aktedemezdi. (O.T.D.S.)

İKİÇİFTE : Ottoman Turkish

t. Dört kürekli kayık

İKLAB : Ottoman Turkish

Tersine çevrilme, çevirmek. Tersine döndürmek

İKLAL : Ottoman Turkish

(Kıllet. den) Azaltma, miktarını indirme. * Az bulma, az görme

İKLİL : Ottoman Turkish

Hz. Peygamber'in (A.S.M.) Zebur'da geçen bir ismidir. Müzeyyen tâç manâsına da gelir

İKLİM : Ottoman Turkish

(Bak: Iklim)

İKMAH : Ottoman Turkish

Buğdayı un yapma. Buğday yetiştirme. * Kafa tutmak, kibir ve azametle karşı gelmek

İKMAL : Ottoman Turkish

Tamamlamak. Bitirmek. Mükemmelleştirmek

İKMAL-İ NEVAKIS : Ottoman Turkish

Eksiklikleri tamamlamak

İKMAL-İ NÜSAH : Ottoman Turkish

Bütün sahifeleri tamam etmek, okuyup bitirmek

İKMAM : Ottoman Turkish

Ağaçların tomurcuklanması. Çiçek tomurcuğu görünmesi. * Elbiseye yen yapmak

İKMAN : Ottoman Turkish

Gizleme, saklama, örtme