Ottoman Turkish
İLHAHAT : Ottoman Turkish
(İlhah. C.) Direnmeler, zorlamalar
İLHAK : Ottoman Turkish
İlâve etmek, eklemek. Katmak
İLHAM : Ottoman Turkish
Söverek ve hakaret ederek onur kırma
İLHAMAT : Ottoman Turkish
İlhamlar. Allah tarafından kalbe gelen mânalar
İLHAMÎ : Ottoman Turkish
İlham ile elde edilen ve nâil olunan. İlham ile alâkalı. * Erkek adı
İLHAN : Ottoman Turkish
Tar: Cengizlilerin İran kolunun Hülâgu hanedanının hükümdarlarına verilen ünvan
İLHANLILAR : Ottoman Turkish
İlhanlılar hanedanı ve bu hanedanın idare ettiği XIII. asrın sonu ve XIV. asrın ilk yarısında yaşayan bir yakındoğu imparatorluğu
İLHANÎ : Ottoman Turkish
İlhanlık. İlhanla alâkalı. İlhanın idare ettiği devlet şekli, imparatorluk. Bu idareye bağlı memleketler. İlhan olma hâli
İLHAZ : Ottoman Turkish
Yan bakışla bakma
İLİK : Ottoman Turkish
t. Elbisenin düğme geçmeye mahsus deliği. * Kemiğin içinde bulunan madde
İLİM : Ottoman Turkish
(Bak: İlm)
İLKA' : Ottoman Turkish
Koymak, bırakmak. Terk etmek. Öne atmak
İLKAAT : Ottoman Turkish
Zararlı sözlerle şaşırtmak. * Bırakmalar, terk etmeler
İLKAH : Ottoman Turkish
Döllenmek. Döllemek. Gebe bırakmak. Aşılamak. * Tıb: İki ayrı cins hücrenin birleşmesi
İLKAHAT : Ottoman Turkish
(İlkah. C.) İlkahlar, döllemeler, gebe bırakmalar
İLKAM : Ottoman Turkish
Yutturma, boğazından geçirtme
İLKAN : Ottoman Turkish
Çabuk ezberleme
İLKBAHAR : Ottoman Turkish
t. Mart, nisan ve mayıs aylarını içine alan mevsim
İLKE : Ottoman Turkish
(Bak: Unsur
Umde
Mebde')
İLKEL : Ottoman Turkish
(Bak: İbtidâi)
İLKTEŞRİN : Ottoman Turkish
Ekim ayı. Teşrin-i evvel
İLL : Ottoman Turkish
"Keskinlik veya parlaklık mânasından alınmış olup; feryat, yemin, ahid ve karâbet mânalarına gelir. İbrânice ""il"", ilâh demek olduğu da söylenmiştir. (E.T.)"
İLLE : Ottoman Turkish
(İllet) Esas sebeb. Vesile. * Hastalık, maraz, dert, sakatlık. Mûcib, maksad, gaye.(...Göz ile görünmeyen bir mikrob, bir hayvancık, küçüklüğüyle beraber pek ince ve garib bir makine-i İlâhiyeyi hâvidir. O makina mümkinattan olduğundan vücud ve ademi mütesavidir. İlletsiz vücuda gelmesi muhaldir. O makinenin bir illetten vücuda geldiği zaruridir. İ.İ.)
İLLE-İ GAİYE : Ottoman Turkish
Elde edilmesi için çalışılan gaye, maksad ve netice. Vazifeye terettüb eden maslahat, fayda, semere, iş
İLLE-İ IZTIRARÎ : Ottoman Turkish
Kabul edilmesi mecburi görülen sebeb
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani