Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
İLTİAK : Ottoman Turkish

Rengi bozulma, rengi değişme

İLTİAN : Ottoman Turkish

(Bak: Lian)

İLTİBAS : Ottoman Turkish

Birbirine benzeyen şeyleri şaşırıp birbirine karıştırmak. Yanlışlık. Karışıklık. * Tereddüt. Şüphe

İLTİCA : Ottoman Turkish

Sığınmak. Melce' ve penaha varmak. Birinden himâye istemek

İLTİCAC : Ottoman Turkish

Karışık olma, karışma. * Sığınma. İltica etme

İLTİCAGÂH : Ottoman Turkish

f. Sığınılacak yer. Sığınacak şey. Sığınak

İLTİDA' : Ottoman Turkish

Yalvarma

İLTİFAF : Ottoman Turkish

Örtünme, sarınma. * Çiçeklerin katmerleşmesi

İLTİFAT : Ottoman Turkish

Güzel sözle samimi olarak okşamak. Yüz göstermek. Teveccüh etmek. İyilik etmek. Lütfetmek. * Dikkat, itina. * Edb: Bir mevzu anlatılırken, o anda kalbe doğan bir ilham coşkunluğu ile
mevzu dışına çıkmadan- sözün ve hitabın yönünü değiştirme san'atıdır. Meselâ: (Asım'ın nesli... Diyordum ya... Nesilmiş gerçek: İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecekŞüheda gövdesi, bir baksana, dağlar taşlar.O, rüku olmasa, dünyada eğilmez başlar.Vurulup tertemiz alnından uzanmış yatıyor,Bir hilâl uğruna ya Rab ne güneşler batıyor! Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker,Gökten ecdad inerek öpse o pâk alnı değer.Mehmed Akif Ersoy)

İLTİFATAT : Ottoman Turkish

İltifatlar

İLTİFATKÂR : Ottoman Turkish

İltifat eden, mültefit. Hal hatır sorup gönül alan

İLTİFATKÂRANE : Ottoman Turkish

f. İltifat edene yakışır şekilde

İLTİFATPERVER : Ottoman Turkish

f. İltifat eden, iltifatkâr, mültefit

İLTİHA' : Ottoman Turkish

(Lihye. den) Sakal bırakma. * Kabuk soyma

İLTİHAB : Ottoman Turkish

Alevlenmek. Yanmak. * Tıb: Bir uzuvda olan hararet, yanma. Cerahat toplanıp yaranın hararetlenmesi

İLTİHAB-I A'VER : Ottoman Turkish

Tıb: Körbağırsağın iltihabı

İLTİHAB-I EDEME : Ottoman Turkish

Tıb: Cildin iltihablanarak katılaşması

İLTİHAB-I KEBED : Ottoman Turkish

Tıb: Karaciğer iltihabı

İLTİHABAT : Ottoman Turkish

(İltihab. C.) İltihablar, alevlenmeler

İLTİHABÎ : Ottoman Turkish

İltihabla alâkalı

İLTİHAF : Ottoman Turkish

Parlama, yanma

İLTİHAK : Ottoman Turkish

Karışmak. Katılmak. Yetişmek. Bitişmek

İLTİHAM : Ottoman Turkish

Yaranın iyi olup ağzının kapanması, etlenerek iyileşmesi. * Muharebenin kızışması

İLTİHAP : Ottoman Turkish

(Bak: İltihab)

İLTİHAS : Ottoman Turkish

Açlık veya susuzluktan dolayı soluma