Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
İNBAC : Ottoman Turkish

Münasebetsiz ve lüzumsuz konuşma

İNBAH : Ottoman Turkish

Uyandırma, uyarma. * Kımıldatma, harekete getirme

İNBAT : Ottoman Turkish

Su arama

İNBİAS : Ottoman Turkish

Gönderilme, yollanma. * İleri gelme, meydana çıkma

İNBİGA : Ottoman Turkish

Liyâkat, lâyıklık, beğenilme

İNBİHAR : Ottoman Turkish

Yorgunluktan dolayı nefes kesilip soluk soluğa kalma

İNBİK : Ottoman Turkish

Süzme âleti. Akıcı maddelerin süzgeçten geçirilmesine mahsus âlet

İNBİKA : Ottoman Turkish

(Bükâ. dan) Ağlama, göz yaşı dökme

İNBİSAS : Ottoman Turkish

Yayılıp dağılma

İNBİSAT : Ottoman Turkish

Genişleme. Yayılma. * Açık yüzlü olma. Şâd, mesrur ve mahzuz olma. * Gönül açıklığı. Kalb ferahlığı. * Fiz: Sıcaklığın etkisiyle madenî cisimlerin enine, boyuna büyüyüp uzaması. Genleşme

İNCA' : Ottoman Turkish

Kurtarma, necata erdirme, selâmete çıkarma

İNCAH : Ottoman Turkish

İşi tamamlama, işi bitirme. * İsteğe erme, arzu edilen şeye ulaşılma

İNCAL : Ottoman Turkish

Davarı çimene salma, yeşilliğe bırakma

İNCAM : Ottoman Turkish

Meydana çıkarma. * (Yağmur) dinme

İNCAS : Ottoman Turkish

(Necis. den) Pisleme, necisleme

İNCAZ : Ottoman Turkish

(C.: İncâzât) Yerine getirme. Verilen sözü tutma

İNCAZ-İ VA'D : Ottoman Turkish

Va'dini yerine getirme. Verdiği sözünü tutma

İNCE DONANMA : Ottoman Turkish

"Tar: Hafif gemilerden meydana gelen donanma. Bunun yerine ""Hafif Donanma"" da denilir. Bunların en meşhurları: Uçurma, varna, beş çifteleri, karamürsel, aktarma, üstüaçık, çiftekayığı, brolik, celiyye, çamlıca, kütük, at kayığı, kancabaş, âyaska, işkampaviya, şahtur, çekelve, kırlangıç, firkate, kalite, pergandi, mavna, grıp, kadırga, baştarde vb. dir.Buharın icadından ve zırhlı harp gemileri yapıldıktan sonra hafif kruvazör ve gambotlardan teşekkül eden deniz kuvvetine ""İnce Donanma"" denmeğe başlanmıştır. (O.T.D.S.)"

İNCİBAR : Ottoman Turkish

Kırılmış olan kemiğin bağlanıp tekrar kaynaması

İNCİFAF : Ottoman Turkish

(Ceff. den) Kurumak

İNCİL : Ottoman Turkish

Dört büyük kitabdan birisi. Hristiyanların mukaddes kitabı olup, Hazret-i İsa'ya (A.S.) gelen kitab. * Beşaret, müjde

İNCİLA : Ottoman Turkish

Cilâlanma. Parlama. * Görünme, belli olmak, açılma

İNCİLAB : Ottoman Turkish

Celbedilme. Çekilme. Sürülüp götürülme

İNCİMAD : Ottoman Turkish

Donma. Buzlanma. Sertleşme

İNCİRAD : Ottoman Turkish

Mücerred olma, tecrid edilme, soyunma