Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
İNSİLAL : Ottoman Turkish

Bir yere toplanma, üşüşme, hücum etme

İNSİMAG : Ottoman Turkish

Yere düşüp ezilme, yaralanıp berelenme

İNSİNA : Ottoman Turkish

Bükülme, burkulma, burulma

İNSİNA-YI KADEM : Ottoman Turkish

Ayağın burkulması

İNSİRAM : Ottoman Turkish

Dişin kırılması

İNSİTAH : Ottoman Turkish

Yayılıp arka üstü yatma. * Satıhlı olma

İNSİYAB : Ottoman Turkish

Süzülüp akma. Çabuk akıp gitme

İNSİYAG : Ottoman Turkish

Kalıba dökülüp düzelme

İNSİYAK : Ottoman Turkish

Mânen sevk olunma. İlâhi ve mânevi sevk. Gönderilmek, bir kuvvetin te'siriyle çekilip gitmek. Ardı sıra gitmek

İNSİYAKÎ : Ottoman Turkish

İnsiyak ile alâkalı. İnsiyak, İlâhî sevk ve his ile alâkadar

İNSÎ : Ottoman Turkish

İnsana âit ve müteallik. İnsan cinsinden

İNSIBAB : Ottoman Turkish

(Bak: İnsibab)

İNSIBAĞ : Ottoman Turkish

(Sıbg. dan) Boya tutma, boyanma. * Temizlenme

İNSIDAM : Ottoman Turkish

(Sadme. den) Patlama. Tazyik ile bir şey atma

İNSIRAF : Ottoman Turkish

Çekilip gitme, çekilme, geri dönme. * Gr: İsimlerin kaide ve kurallara göre çekilebilmesi

İNSIRAFÎ : Ottoman Turkish

Çekilip gitme ile ilgili

İNSIRAH : Ottoman Turkish

(Sarahat. den) Açığa çıkma, zâhir olma, sarahat bulma

İNSIRAM : Ottoman Turkish

Kesilme, kesilip ayrılma

İNTA' : Ottoman Turkish

Çok fazla terlemek. Kusma, istifra etme

İNTAC : Ottoman Turkish

Neticelenme. Husule getirme. Sona erdirme. Doğurma, meydana getirme

İNTAF : Ottoman Turkish

Kabahat yükleme

İNTAK : Ottoman Turkish

Edb: Söylemeğe kabiliyeti olmayanı söyletmek. Onun nâmına konuşmak. Nutka getirmek, söyletilmek. Dile getirmek

İNTAK-I Bİ-L HAK : Ottoman Turkish

Hakk'ın söyletmesi. Cenab-ı Hakk'ın konuşturması. İnayet-i Hak ile hakikatı olduğu gibi dile getirmek

İNTAN : Ottoman Turkish

Pis kokma. Fenâ kokma. * Mikrobun sebebiyet verdiği şey, hastalık

İNTANİYE : Ottoman Turkish

Fena koku ve mikropluluğa dâir, mikroplu hastalıkla alâkalı