Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
İSTİGZAB : Ottoman Turkish

Öfkelendirme, kızdırma, gazaba getirme, hiddet ettirme

İSTİGŞA' : Ottoman Turkish

Bürünme, örtünme

İSTİGŞAŞ : Ottoman Turkish

Nasihat edip öğüt veren ve doğru söyleyen kimseyi düşman sanmak

İSTİHA' : Ottoman Turkish

Tıraş etme veya ettirme

İSTİHAB : Ottoman Turkish

(Hibe. den) Hibe ve hediye olarak isteme. Bağış olarak arzulama

İSTİHAL : Ottoman Turkish

Müstehak olmak, bir şeye ehil olmak. * Kolaylık elde etmek

İSTİHALAT : Ottoman Turkish

(İstihale. C.) Değişmeler, başkalaşmalar

İSTİHALE : Ottoman Turkish

Bir şeyin terkib ve asıl şeklinin başka hâle değişmesi. Başkalaşmak. * Mümkün olmayış, imkânsızlık

İSTİHAM : Ottoman Turkish

Ok ile fala bakma

İSTİHANE : Ottoman Turkish

Hor ve hakir görme

İSTİHAR : Ottoman Turkish

Geri bırakılma, geri kalma

İSTİHARE : Ottoman Turkish

Tefe'ül. Sual sorup cevap istemek. * Hayırlı olmayı istemek. * Hayran olmak, şaşmak, taaccüb etmek. * Bir işin hayırlı olup olmıyacağı niyetiyle abdest alıp, dua edip rüya görmek üzere uykuya yatma

İSTİHASE : Ottoman Turkish

Organik maddelerin, şekillerini muhafaza ederek zamanla taş hâline geçmesi. Fosilleşme

İSTİHAZA : Ottoman Turkish

"Kadın âdet görürken fazla kan gelmesi. (Rahimden değil de hastalıktan dolayı bir damardan gelip, tenâsül cihazı yolu ile akan kokusuz bir kandır. Buna ""istihâza veya özür kanı"" dendiği gibi, böyle bir kadına da ""müstahâza"" denir.)"

İSTİHBAB : Ottoman Turkish

Bir şeyi iyi ve güzel addetmek. * Dost edinme. * Müstehab etmek ve olmak

İSTİHBABEN : Ottoman Turkish

Bir şeyi güzel ve iyi kabul ederek, müstehab olarak

İSTİHBAR : Ottoman Turkish

Haber sormak, haber almayı istemek

İSTİHBARAT : Ottoman Turkish

Duyulup öğrenilenler. Alınan haberler. * Haber toplama merkezi

İSTİHBARAT-I MEVSUKA : Ottoman Turkish

Sağlam ve inanılır doğru haberler

İSTİHCAN : Ottoman Turkish

(Hücnet. den) Kötü görme, çirkin sayma, ayıplama

İSTİHDA' : Ottoman Turkish

(Hüdâ. dan) İrşad ve hidâyet istemek. Hak, hakikat, imân ve İslâmiyet yolunu istemek

İSTİHDAF : Ottoman Turkish

Hedef edinmek, hedef saymak. * Hedef gibi karşıda durmak. * Erişilmek istenilen netice ve gaye

İSTİHDAM : Ottoman Turkish

"Bir hizmette kullanmak, hizmete almak, hizmet ettirmek. * Edb: Bir çok mânâsı olan bir kelimenin her mânâsına muvâfık kelime söylemek. Meselâ: ""Avcınızın attığı da, sözleri de saçma idi"" cümlesinde olduğu gibi."

İSTİHDAR : Ottoman Turkish

(İstihzar) Hazırlama

İSTİHDAS : Ottoman Turkish

Bir şeyi sonradan ve yeniden elde etmek