Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
İSTİKRAZAT : Ottoman Turkish

(İstikraz. C.) Ödünç para almalar, borçlanmalar

İSTİKRAÎ : Ottoman Turkish

Man: İstikraya ait ve müteallik. İstikra' yolu ile

İSTİKSA : Ottoman Turkish

Bir şeyi inceden inceye araştırma, künhüne varmaya çalışma. * Tıb: Bir dahili hastalığı iyi teşhis edebilmek için âlet kullanma

İSTİKSAB : Ottoman Turkish

Kazanma, kesbetme

İSTİKSAM : Ottoman Turkish

Yemin teklif etme. * Bölüşme, taksim etme, paylaşma

İSTİKSAR : Ottoman Turkish

(Kesret. den) Çok görme, çok görünme. Çoğumsama, çoğumsanma. * Çokluğu isteme

İSTİKTAB : Ottoman Turkish

Söyleyip yazdırma. Dikte ettirme. * Yazısını kontrol etmek için bir kimseye bir kaç satır yazı yazdırma

İSTİKTAL : Ottoman Turkish

Ölümden korkmayarak kendini tehlikeye atma. Tehlikeli işlere yiğitçe atılma

İSTİKTAM : Ottoman Turkish

Gizlemeğe çalışma. Saklamak için uğraşma

İSTİKTAR : Ottoman Turkish

(Katr. den) Damıtma. Damla damla akıtma

İSTİKVAS : Ottoman Turkish

Kavislenme, kıvrılma, yay gibi eğilme

İSTİKYA : Ottoman Turkish

(Kayy. den) Kusma, istifrağ etme

İSTİKZAR : Ottoman Turkish

Çirkin, pis ve kötü görmek

İSTİKÂNE : Ottoman Turkish

(İstikânet) Alçaklık etmek. * Zillet ve meskenet göstermek. * Tevazu göstermek

İSTİKÂRE : Ottoman Turkish

Hızlı hızlı yürüme. * Yükleri sırtına yükleyip götürme

İSTİKŞAF : Ottoman Turkish

(C: İstikşâfât) (Keşf. den) Keşfetmeğe çalışma. * Ne olup bittiğini öğrenip anlamak için araştırma yapma

İSTİLA : Ottoman Turkish

(Vely. den) Kaplamak, yayılmak. * Ele geçirmek. İşgal etmek. * Meydanın sonuna erişmek. * Basmak. Galebe etmek

İSTİLAB : Ottoman Turkish

(Selb. den) Kapma, kapıp alma, selbetme

İSTİLAC : Ottoman Turkish

İçilecek şeylerden pek çok içme

İSTİLAD : Ottoman Turkish

Doğurtma. Çocuk isteme

İSTİLADÎ : Ottoman Turkish

Doğurtucu

İSTİLAL : Ottoman Turkish

Sıyırıp çıkarma. Sıyrılıp çıkarılma

İSTİLAL-İ SEYF : Ottoman Turkish

Kılıcı kınından sıyırıp çıkarma

İSTİLAM : Ottoman Turkish

Öpmek veya el sürmek. Selâm vermeyi isteme. * Kâbeyi tavaf esnasında Hacer-ül Esvede el sürmek, el süremese el işareti ile öper gibi yapmak, okşamak

İSTİLANE : Ottoman Turkish

Bir şeyi mülâyim görmek, mülâyim bulmak