Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
BİYOTERAPİ : Ottoman Turkish

Tıb: Bazı hastalıkların tedavisinde canlı varlıklardan faydalanma usûlü

BİYOĞRAFİ : Ottoman Turkish

Şahısların hayatlarını mevzu edinen yazı çeşitlerine verilen isim

BİYT : Ottoman Turkish

Kuvvet

BİYZ : Ottoman Turkish

(Bîd) Parlak ve beyaz

BİZA' : Ottoman Turkish

Birisine kaba muamelede bulunma. * Faydasız, boş yaramaz söz

BİZARE : Ottoman Turkish

f. Desise, hile, tuzak

BİZAZ : Ottoman Turkish

(Bak: Bezazet)

BİZİŞK : Ottoman Turkish

f. Tabib, hekim, doktor

BİZİŞKÎ : Ottoman Turkish

f. Doktorluk, hekimlik, cerrahlık

BİZLAH : Ottoman Turkish

Geveze, boşboğaz, çenesi düşük

BİZLE : Ottoman Turkish

Gündelik elbise

BİZR : Ottoman Turkish

(C.: Büzûr) Sebzevât. * Kuru ot tohumu

BİZZ : Ottoman Turkish

Açmak, feth

BİZZARURE : Ottoman Turkish

zaruri olarak

BİZZÂT : Ottoman Turkish

kendisi

BİZÂTİHİ : Ottoman Turkish

Kendi kendine, aslında, kendiliğinden, esasında, kendisi, yalnızca zâtından, aslından

BİZÂTİHİ : Ottoman Turkish

kendiliğinden

BİÇİZ : Ottoman Turkish

f. Pek küçük ve değersiz şey

BİÇİŞK : Ottoman Turkish

f. Doktor, hekim

BİÇREK : Ottoman Turkish

f. Kandırılıp aldatılarak kendisiyle daima alay edilen kimse

BİÛZA : Ottoman Turkish

Sivrisinek

BİŞ : Ottoman Turkish

f. Artık, ziyade. Bıldırcın otu denilen zehirli bir ot

BİŞ-BAHA : Ottoman Turkish

f. Pahalı, fiatı yüksek, değerli, kıymetli

BİŞ-TER : Ottoman Turkish

f. Daha çok, daha fazla

BİŞAR : Ottoman Turkish

f. Esir, kul, köle. Harpte teslim alınan kimse. * Altın, gümüş kakmalı işlemeler. * Takatsiz, dermansız, halsiz