Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
İSTİMTA' : Ottoman Turkish

(Temettü. den) Faydalanma, menfaati olma

İSTİMTAR : Ottoman Turkish

Yağmur dileme

İSTİMZAC : Ottoman Turkish

Uyuşmak. Beraber karışmak. * Birisinin mizacını, huyunu öğrenmeğe çalışmak. * Yoklamak. Fikrini, re'yini sormak

İSTİNAA : Ottoman Turkish

Yürüyüşte bir kimseyi geçme

İSTİNABE : Ottoman Turkish

Niyabet istemek. * Huk: Başka bir tarafta görülen bir muhakeme için, şahid veya maznunun yazılı ifadesinin alınması. Muhakemenin icab ettirdiği muameleleri yapması için bir mahkeme tarafından başka bir mahkemeye veya kendi âzâsından birisine salâhiyet verilmesi

İSTİNAD : Ottoman Turkish

Dayanma. Güvenme. * Sened veya delil söylemek, göstermek

İSTİNADEN : Ottoman Turkish

İstinad ederek. Dayanarak, güvenerek

İSTİNADGERDE : Ottoman Turkish

İstinad edilmiş. Kendine güvenilmiş veya dayanılmış

İSTİNADGÂH : Ottoman Turkish

f. Dayanacak yer. Güvenecek yer veya kimse

İSTİNADÎ : Ottoman Turkish

İstinad etmekle alâkalı

İSTİNAF : Ottoman Turkish

Baştan başlamak. Yeniden başlamak. * Gr: Sözün başlangıcı. * Huk: Dâvâ Mahkemesinin verdiği hükmü beğenmeyip bozulmasını daha üst mahkemeden istemek. Dâvâ mahkemeleri ile Temyiz Mahkemesi arasındaki bir derece yüksek mahkemeye verilen isim

İSTİNAFEN : Ottoman Turkish

İstinaf yolu ile

İSTİNAHE : Ottoman Turkish

Yaygarayı basma. * Ağlamak isteme. * Kurdun uluması

İSTİNAME : Ottoman Turkish

Uyur gibi görünme. Yalandan uyuma

İSTİNAN : Ottoman Turkish

Misvâk kullanma. Dişleri temizleme. (Misvâk kullanmak, sünnet-i seniyyedendir.)

İSTİNARE : Ottoman Turkish

Parlatmak. Parlak ve aydınlıklı olmak. * Ateş istemek

İSTİNAS : Ottoman Turkish

Alışmak. Ünsiyetli olmak. Vahşiliğin gitmesi. Ürkekliğin kalkması

İSTİNASE : Ottoman Turkish

Bir kimseyi beraber götürme. * Depretme

İSTİNBA : Ottoman Turkish

Haber sormak. Haber istemek. * Vâkıf olmak. Bilmek

İSTİNBAT : Ottoman Turkish

Bir söz veya bir işten gizli bir mânâyı meydana koymak. * Müçtehid veya büyük bir âlimin gizli bir mânâyı içtihadı ile meydana çıkarması. * Bir mes'eleyi derin tetkik ile meydana çıkarması. * Bir mes'eleyi derin tetkik neticesinde kaynaklarından güçlükle anlamak

İSTİNCA : Ottoman Turkish

"Birisinden maksadını istihsal etmek. * İlm-i Hâlde: Pislikten temizlenmek. Abdest bozduktan sonra veya abdest almadan evvel; kan, sidik, meni' gibi şeylerin çıktıkları yeri temizlemek."

İSTİNCAD : Ottoman Turkish

Yardım isteme

İSTİNCAH : Ottoman Turkish

İşinin olmasını isteme

İSTİNCAS : Ottoman Turkish

Bulaşma veya bulaştırma

İSTİNFAD : Ottoman Turkish

Bir şeyden bıkkınlık gelme, usanma. * Bir şeyi tüketme, harcama