Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
İTTİSAFKÂRANE : Ottoman Turkish

f. Vasıfları belli olur surette. Bir hal takınarak

İTTİSAH : Ottoman Turkish

Paslanma, kirlenme

İTTİSAK : Ottoman Turkish

Dizilmek. Bir nizam dahilinde sıralanmak. * Beraber olmak. * Tamam olmak. Toplanmak

İTTİSAL : Ottoman Turkish

Ulaşmak. Bitişmek. * Birbirine dokunmak. Yakınlık. Bağlılık. Kavuşmak

İTTİSAM : Ottoman Turkish

(Vesm. den) Damga ve nişan vurma. * Dağlama, süsleme

İTTİTAN : Ottoman Turkish

Bir memlekette veya bir şehirde yerleşme. Vatan edinme

İTTİZA' : Ottoman Turkish

Alçak gönüllülük, tevazu, mütevazilik. * Devenin, boynuna basarak üstüne binebilmek için, başını aşağı eğme

İTTİZAH : Ottoman Turkish

Vazıh olmak. Açık olmak. Aşikâr olmak

İTTİZAH-I DELİL : Ottoman Turkish

Delilin açık, vazıh ve aşikâr olması

İTTİZAN : Ottoman Turkish

Ölçülü olmak. Vezne girmek

İTYAN : Ottoman Turkish

Delil getirmek. * Gelmek. * Vermek. * Vüsul, vasıl. * Vârid olmak. * Zikir ve isbat ve takrir eylemek

İVA' : Ottoman Turkish

Barındırma, kondurma. Yerleştirme, oturtma, iskân ettirme

İVAD : Ottoman Turkish

İlk işine dönme. * Âdet edinme

İVAR : Ottoman Turkish

İkindi vakti, ikindi zamanı

İVAZ : Ottoman Turkish

f. Hazırlanmış, düzülmüş

İVAZAN : Ottoman Turkish

Karşılık olarak, mukabilinde, karşılığında

İVEC : Ottoman Turkish

Eğrilik, çarpıklık, yanlışlık. * Hakkı ve hakikatı eğri büğrü heveslerle tahrif etmek, gayr-i müstakim şekle getirmek

İVEDİ : Ottoman Turkish

Aceleci, savruk. Çabuk

İVEZZE : Ottoman Turkish

(C.: İvezz) Kaz. Ördek. * Gövdesi bodur olan. Bodur gövdeli olan

İVGEN : Ottoman Turkish

Koşan, acele eden

İVZ : Ottoman Turkish

Ördek. Kaz. * Gövdesi bodur olan kimse

İY'AD : Ottoman Turkish

(Bak: İ'âd)

İYAB : Ottoman Turkish

Avdet eylemek, geri dönmek

İYAB Ü ZEHAB : Ottoman Turkish

Gidiş
geliş

İYAD : Ottoman Turkish

Kuvvetlendirme, takviye etme. * Takviye eden âlet