Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
ŞA'ŞAAPAŞ : Ottoman Turkish

Parlaklık neşreden, şa'şaa saçan

ŞAAB : Ottoman Turkish

Ayrılmak. * Yarmak

ŞAAR : Ottoman Turkish

Ağaç, şecer

ŞAB : Ottoman Turkish

(Bak: şap)

ŞAB-HANE : Ottoman Turkish

f. Şap çıkarılan yer

ŞABAŞ : Ottoman Turkish

f. Alkış etme, alkışlama. Aferin deme. Bir hareketi güzel bulmaktan dolayı alkışlamak veya hediye vermek

ŞABAŞHÂN : Ottoman Turkish

f. Beğenip alkışlayan

ŞABB : Ottoman Turkish

Genç, delikanlı, yiğit

ŞABB-I EMRED : Ottoman Turkish

Bıyığı, sakalı henüz çıkmış delikanlı

ŞABBE : Ottoman Turkish

Genç kadın

ŞABİH : Ottoman Turkish

Misil olan, nazir, benzeyen

ŞABUB : Ottoman Turkish

(C.: Şeabib) Sağanak yağmur

ŞACİNE : Ottoman Turkish

(C.: Şevâcin) Ağaçlı ve meşeli dere

ŞACİR : Ottoman Turkish

Ayak altında ızdırap çekmek

ŞAD : Ottoman Turkish

f. Sevinçli, ferahlı, memnun, mesrur, şen, bahtiyar

ŞAD-HAB : Ottoman Turkish

f. Uykusu tatlı

ŞADAB : Ottoman Turkish

(Şâd-âb) f. Suya kanmış, sulu. Taze

ŞADABTER : Ottoman Turkish

(şâd-âbter) f. Çok su verilmiş, fazla sulanmış

ŞADAN : Ottoman Turkish

f. Sevinçli, bahtiyar

ŞADİ : Ottoman Turkish

f. Sevinçlilik, memnunluk, mesruriyet, gönül ferahlığı

ŞADİHE : Ottoman Turkish

Alından buruna varana kadar olan beyazlık

ŞADKÂM : Ottoman Turkish

f. Çok sevinçli

ŞADMAN : Ottoman Turkish

(Bak: şadüman)

ŞADNAK : Ottoman Turkish

f. Gönlü memnun, mesrur

ŞADÜMAN : Ottoman Turkish

(şâd-mân) f. Mesruriyet, sevinçlilik. * Mesrur, bahtiyar