Ottoman Turkish
ŞADIRVAN : Ottoman Turkish
Etrafında bulunan bir çok musluklardan ve bir fıskiyeden su akan havuz tarzında kubbeli çeşme. Şadırvanlar daha ziyade cami avlularında halkın abdest almaları için yapılırdı
ŞAE : Ottoman Turkish
Diledi, istedi, murad eyledi
ŞAFAK : Ottoman Turkish
"Tan zamanı. Güneş doğmağa yakın zaman veya güneş battıktan sonraki alaca karanlık. Gündüz. * Nahiye. Cânib. * Nasihat eden kimsenin ""Nasihatım te'sir etsin, sözüm tutulsun"" diye ıslah için gayret göstermesi. * Merhamet. * Harf."
ŞAFAK-GÛN : Ottoman Turkish
f. Şafak renkli, kızıl
ŞAFAK-ÂLUD : Ottoman Turkish
f. şafak gibi, şafak renginde
ŞAFE : Ottoman Turkish
Ayakta çıkan ve dağlamayınca gitmeyen çıban
ŞAFİ : Ottoman Turkish
Hastaya şifa veren (Allah. C.C.). * Yeter görünen, kifayet eden
ŞAFİ' : Ottoman Turkish
(Şefaat. den) Şefaat eden. Bir kimsenin suçunun bağışlanması için vasıtalık eden
ŞAFİN (ŞEFUN) : Ottoman Turkish
Göz ucuyla bakan kişi
ŞAFİÎ : Ottoman Turkish
hak mezheplerden biri, onu kuran büyük âlimin ünvanı
ŞAGB : Ottoman Turkish
Ayıplamak. * Cidal, dövüş, niza. * Şerri tahrik etmek
ŞAGİL : Ottoman Turkish
İşgal eden, tutan.* Meşgul eden, meşgul edici. * Meşgul olmayı gerektiren. * Bir mülkte oturan
ŞAGR : Ottoman Turkish
Köpeğin bir ayağını kaldırıp bevletmesi
ŞAGRABİYYE : Ottoman Turkish
(C.: Şegârib) Ayak bağlamak
ŞAGVA' : Ottoman Turkish
(C.: Şuguv) Dişleri birbirine muhalif olup kimi fazla kimi eksik olan kadın
ŞAGZEBİYYE : Ottoman Turkish
(C.: Şegâzib) Ayak bağlamak
ŞAGŞAGA : Ottoman Turkish
Süngüyü vurduğu kimsede hareket ettirmek
ŞAH : Ottoman Turkish
f. Ağaç dalı. Budak. * Boynuz. Karın. * Su arkı. * Alın. * Kadeh
ŞAH-I MERDAN : Ottoman Turkish
"""Mertlerin şahı"" meâlinde Hazret-i Ali Radiyallahü anh'ın bir nâmı."
ŞAH-I RİSALET : Ottoman Turkish
Risaletin Şahı. Hz. Muhammed (A.S.M.)
ŞAHA : Ottoman Turkish
f. Boyunduruk
ŞAHADET : Ottoman Turkish
(Şehâdet) Şâhidlik. * Bir şeyin doğruluğuna inanmak. * Delâlet. Alâmet, işaret, iz. * Allah (C.C.) rızâsı yolunda hayatını fedâ etmek. Din için muharebeden şehitlik. (Bak: Şehid)
ŞAHADET GETİRMEK : Ottoman Turkish
"Kelime-i Şehadet olan $ kelâmına inanıp söylemek. Bir Allah'tan başka ilâh olmadığına; Muhammed Aleyhissalâtü vesselâm'ın, Allah'ın Resulü olduğuna inanarak söylemek."
ŞAHADETNAME : Ottoman Turkish
f. Bir işin yapılmasına müsaade veren resmî izin kâğıdı. Vesika. Diploma
ŞAHAMET : Ottoman Turkish
Semizlik, yağlılık, şişmanlık
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani