Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
ŞARİM : Ottoman Turkish

Ucu yarılmış ok

ŞARK : Ottoman Turkish

Doğu. Güneşin doğduğu taraf. * Güneş ve güneşin aydınlığı. * Yarmak. * Parıldamak. * Avrupa kültürünün dışında kalan müslüman ülkeleri

ŞARK MUSİKİSİ : Ottoman Turkish

(Bak: Musikî)

ŞARK-I CENUBÎ : Ottoman Turkish

Güneydoğu

ŞARK-I ŞİMALÎ : Ottoman Turkish

Kuzeydoğu

ŞARKİYAT : Ottoman Turkish

Şark dilleri veya ilimleri hakkında inceleme yapan ilim şubesi

ŞARKİYYUN : Ottoman Turkish

Doğulular, şarklılar

ŞARKÎ : Ottoman Turkish

Şark ile alâkalı. Ciheti şarka, doğuya doğru olan

ŞARLATAN : Ottoman Turkish

Fr. Yalancı. Yüksekten atarak karşısındakini aldatan. Hayasız

ŞART : Ottoman Turkish

"Bir kısım muamelelerde lüzumlu olan hüküm. Bir şeyin olması ona bağlı olan şey. * Kayıt. Bir iş için mutlaka lüzumlu olan husus. * Yemin. * Hal, vaziyet. * Gr: Biri diğerine bağlı olan iki cümle hakkında delâlet edilen; yâni mütevakkıf aleyhe delâlet eden diğer cümleye cezâ denir. Meselâ: ""Haber verirsen, ben de gelirim"" cümlesinde ""Haber verirsen"" cümlesi şart, ""ben de gelirim"" cümlesi ise cezâdır. Bunlara ""cezâ cümlesi, şart cümlesi"" de denir. Başka tabirle ""cümle-i şartiye"" ve ""cümle-i cezâiye"" denir."

ŞART EDATLARI : Ottoman Turkish

"(Huruf-u şartiye) Bunlara ""Şart isimleri"" de denir. Arapçada şart mânâsını ifade eden edatlar: İn, Men, Ma, Mehmâ, Eyyü, Metâ, Eynemâ, Eyyâne, Ennâ, Haysümâ, Keyfemâ. $Bu edatlar iki fiili (şart ve ceza fiillerini) cezmederler. Şart mânâsını ifade eden edatlardan sonra gelen ilk fiil, şart; ikincisi de, cevab veya ceza adını alır. İkinci fiilin meydana gelebilmesi, birinci hükmün meydana gelmesine bağlıdır."

ŞART VE CEZA FİİLİNDEN TEREKÜB ETMİŞ CÜMLEYE ŞART VE CEZA CÜMLESİ DENİR. MESELÂ: (MEN YATLUB YECİD : Ottoman Turkish

Kim isterse bulur) cümlesinde olduğu gibi

ŞARTİYE : Ottoman Turkish

Şart ile olan. Şartlı. (Bak: Şart)

ŞARTİYYET : Ottoman Turkish

Şartlılık. Şarta bağlı olmaklık

ŞARTNAME : Ottoman Turkish

f. Bir sözleşmede olan şartların yazıldığı resmi kâğıt

ŞARUF : Ottoman Turkish

Süpürge

ŞARYO : Ottoman Turkish

Fr. Araba. Yazı makinelerinde, daktilolarda kâğıdın takıldığı kısım

ŞARIK : Ottoman Turkish

Çıkan, tulu' eden. * Parlayan

ŞARIKA : Ottoman Turkish

(C.: Şevârık) Aydınlık, nur, ziya, ışık

ŞASİF : Ottoman Turkish

Kuru ve zayıf

ŞASR : Ottoman Turkish

Seyrek seyrek dikmek

ŞASS : Ottoman Turkish

(C.: Şüsus) Balık avlamada kullanılan olta ve ağ

ŞAST : Ottoman Turkish

f. Okçuların baş parmaklarına taktıkları yüksük. * Balık oltası

ŞASIYE : Ottoman Turkish

(C.: şevâss-şasâyât) Dolu sokak

ŞAT : Ottoman Turkish

(C.: Şiyâh-Şiyât) Koyun. * Vahşi sığır