Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
ŞEHL : Ottoman Turkish

Gözün siyahının maviye yakın olması. * Koyun gözü

ŞEHLA : Ottoman Turkish

Elâ göz. Koyu mavi göz. Tatlı şaşı. * Mc: Çok güzel

ŞEHLEB : Ottoman Turkish

Uzun boylu

ŞEHLEVEND : Ottoman Turkish

f. Boylu boslu, güzel genç

ŞEHM : Ottoman Turkish

Korku

ŞEHNAME : Ottoman Turkish

f. İran Şairi Firdevsî'nin destan şeklindeki eseri. * Büyük hükümdarların kahramanlık mâcerâlarını anlatan büyük manzum eser

ŞEHNAZ : Ottoman Turkish

f. Eski Osmanlı müziğinde meşhur bir makam ismi. * Meşhur bir dünya güzelinin ismi. * Çok güzel olan

ŞEHNİZ : Ottoman Turkish

Çörek otu

ŞEHNİŞİN : Ottoman Turkish

f. Binanın dışarı çıkıntısı. Balkon

ŞEHPER : Ottoman Turkish

f. Kuş kanadının en uzun tüyü

ŞEHR : Ottoman Turkish

Ay. 30 günlük zaman. * Bir şeyi izhar etmek. Teşhir etmek

ŞEHR-AŞUB : Ottoman Turkish

Şehri karıştıran, kargaşalık yapan

ŞEHR-İ RAMAZAN : Ottoman Turkish

Ramazan ayı. Oruç ayı

ŞEHR-İ SAVM : Ottoman Turkish

Oruç ayı olan mübarek Ramazan

ŞEHR-İ SIYAM : Ottoman Turkish

Oruç ayı, Ramazan

ŞEHR-İ ÂYİN : Ottoman Turkish

(Şehrâyin) f. Şenlik. Büyük hâkimiyet ve kuvvete ait sürur, sevinç, donanma. (İslâmda ilk şehr-i âyin Hz. Peygamber Efendimiz hicret sureti ile Medine'ye vâsıl olunca yapıldı.)

ŞEHR-ÜL HARAM : Ottoman Turkish

Haram ayları. (Bak: Eşhür-ül hurum)

ŞEHREKA : Ottoman Turkish

(C.: Şühruk-Şührûk-Şührîk) Çıkrık

ŞEHRİ : Ottoman Turkish

f. Şehirli. * İstanbul'lu, İstanbul'da doğup büyüme. * Mc: Kibar, ince

ŞEHRİSTAN : Ottoman Turkish

f. Büyük şehir

ŞEHRİYAR : Ottoman Turkish

f. Hükümdar, padişah. * En iktidarlı

ŞEHRİYYE : Ottoman Turkish

Çok yaşamış pir. Çok yaşlı, ihtiyar

ŞEHRUD : Ottoman Turkish

f. Büyük ırmak. Nehir

ŞEHVANÎ : Ottoman Turkish

şehvetle ilgili, şehvete ait. * şehvete çok düşkün olan kimse

ŞEHVET : Ottoman Turkish

"Hevâ-yı nefsin meyli ve arzusu. * Bir şeyi fazla istemek. * Cinsî istek. Mahbube için olan istek, iştiha. (Yemek, içmek, uyumak da şehvetin şubelerindendir.)Kudsi Hadis'te Cenab-ı Hak buyuruyor: ""Ey benim için şehvetini bırakıp gençliğini bana veren genç! Sen meleklerin bir kısmı gibisin."""