Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
ŞEHVET-ENGİZ : Ottoman Turkish

f. Şehvet uyandıran. Kuvve-yi şeheviyeyi tahrik eden

ŞEHVET-PEREST : Ottoman Turkish

f. Şehvetine çok düşkün. Nefsi arzularının esiri olan

ŞEHZADE : Ottoman Turkish

(Bak: şahzade)

ŞEHZARE : Ottoman Turkish

Fâhiş nesne

ŞEHŞEH : Ottoman Turkish

Karışmak

ŞEKA' : Ottoman Turkish

şikâyet

ŞEKAB : Ottoman Turkish

Çukur yer

ŞEKAH : Ottoman Turkish

Yakınlık

ŞEKAHTEB : Ottoman Turkish

İki boynuzlu koç

ŞEKAKIL : Ottoman Turkish

Bir Hind ağacının dalları

ŞEKAVET : Ottoman Turkish

Her çeşit kötülük içinde olmak. Belâ ve zillete düşmek. Sıkıntıda kalmak. * Haydutluk, eşkiyalık

ŞEKAYA : Ottoman Turkish

şikâyetler. Memnuniyetsizlikler

ŞEKAZ : Ottoman Turkish

Gitmek. * Uzaklık. * Bir adamın gözünün çok değer olması

ŞEKD (ŞÜKD) : Ottoman Turkish

Atâ ve ihsan etmek. Hediye vermek

ŞEKER : Ottoman Turkish

f. şeker

ŞEKER(E) : Ottoman Turkish

Davarın sütü çok olmak. * Dolmak

ŞEKER-AB : Ottoman Turkish

f. İki dost arasındaki kırgınlık, aradaki soğukluk

ŞEKERGÜFTAR : Ottoman Turkish

f. Sözü şeker gibi tatlı

ŞEKERGÜZAR : Ottoman Turkish

(Şeker-güzâr) f. İyilik bilen, teşekkür eden

ŞEKERHAB : Ottoman Turkish

f. Otururken gelen tatlı uyku

ŞEKERİSTAN : Ottoman Turkish

f. Şeker kamışı tarlası

ŞEKERPARE : Ottoman Turkish

f. Çok tatlı ve şekerli olan bir kayısı cinsi. * Bir nakış çeşiti. * Bir cins tatlı

ŞEKERRİZ : Ottoman Turkish

f. Pek tatlı, şeker saçan. * Sevinçten dolayı gelen gözyaşı.şEKEVAT
(şekve. C.) şikâyetler

ŞEKİB : Ottoman Turkish

Sabır, tahammül

ŞEKİBA : Ottoman Turkish

f. Sabırlı, tahammüllü, mütehammil