Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
ŞELİM : Ottoman Turkish

Şam yakınında bir beyt-i mukaddes

ŞELL : Ottoman Turkish

Seyrek seyrek dikmek. * Çolak. * Çolaklık. Kolun eğri oluşu

ŞELVAR : Ottoman Turkish

f. şalvar

ŞELŞELE : Ottoman Turkish

Dökmek. * Su damlatmak

ŞEM' : Ottoman Turkish

Mum, ışık

ŞEM'-İ ASEL : Ottoman Turkish

Bal mumu

ŞEM'-İ İLÂHÎ : Ottoman Turkish

İlâhî ışık, İlâhî nur. Kur'an hakikatları

ŞEM'A : Ottoman Turkish

Işık, çıra. Nur. * Muma batmış fitil

ŞEM'DAN : Ottoman Turkish

f. şamdan

ŞEM'UN : Ottoman Turkish

Hz. İsa'nın (A.S.) havarilerindendir. Petros veya Sen Piyer de denir. Antakya kilisesini yaptırmıştır. Mi: 65'de Roma'da Neron tarafından hapsedilmiş ve çarmıha gerilerek şehid edilmiştir. Hristiyan âlemine büyük hizmeti vardır. Esas adı, Şem'un-us Safâ'dır

ŞEMA' : Ottoman Turkish

Yüce, yüksek, ulu âli

ŞEMA'MA' : Ottoman Turkish

Küçük başlı. * Aceleci kişi

ŞEMAHTER : Ottoman Turkish

Kötü, menhus

ŞEMAİL : Ottoman Turkish

(Şimal. C.) Huylar, ahlâklar, tabiatlar

ŞEMAİM : Ottoman Turkish

(Şemime. C.) Güzel kokular

ŞEMAK : Ottoman Turkish

Neşat, sevinç. Ferah

ŞEMAKMAK : Ottoman Turkish

Uzun, tavil. * şâd ve neşeli kimse

ŞEMAL : Ottoman Turkish

(C.: Şemâlât) Kıble ardında kutup tarafından esen yel. * Ahlâk. * Kılıç

ŞEMARİH : Ottoman Turkish

(Şimrâh. C.) Dağ tepeleri. * Hurma veya üzüm salkımları

ŞEMATE : Ottoman Turkish

Destenik çiçeği. * Düşmana belâ, gam ve tasa geldiğinde şâd olup sevinmek

ŞEMATET : Ottoman Turkish

Kuru gürültü. şamata

ŞEMATETKÂRANE : Ottoman Turkish

f. Kuru gürültü yapmak suretiyle, arsızca, gürültü ile bağırmak

ŞEMAYİL : Ottoman Turkish

Ahlâk

ŞEMC : Ottoman Turkish

Şey mânasına gelen bir isim. * Bir nesneyi seyrek dikmek

ŞEMEL : Ottoman Turkish

Perâkendelik, dağınıklık. * Toplanmak, cem'olmak. * Az nesne