Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
ŞENEB : Ottoman Turkish

Dişlerin keskin olması. * Parlamak, ruşen olmak

ŞENEC : Ottoman Turkish

Derinin buruşması

ŞENEF : Ottoman Turkish

Buğz. * Kibir

ŞENES : Ottoman Turkish

Galiz. Kaba

ŞENF : Ottoman Turkish

(C.: Şünuf) Salkım küpe

ŞENG : Ottoman Turkish

f. Neşeli, kıvrak. * Haydut, şaki, eşkiya

ŞENGARE(T) : Ottoman Turkish

Kötü huyluluk

ŞENİ' : Ottoman Turkish

(Şeni'a) Kötü, çok fena, çirkin, günahlı iş

ŞENN : Ottoman Turkish

(C.: Şinân) Eski kırba. * Araptan bir kabile. * Dağılıp perâkende olmak

ŞENNAR : Ottoman Turkish

(C.: Şenâir) Ayıp. Utanç. Kötülük

ŞENUN : Ottoman Turkish

Aç. Ne zayıf, ne semiz olan deve

ŞENŞENE : Ottoman Turkish

Usul. Âdet

ŞER' : Ottoman Turkish

Emir ve nehy gibi hükümleri vaz' etmek. * Bir işe başlamak. * Dalmak. * Girmek. * Zâhir etmek, göstermek. * Cenab-ı Hakk'ın emri. Âyet, hadis, icma-i ümmetle ve kıyas-ı fukaha ile sâbit olan dinin temelleri, şeriat. (Bak: Şeriat)

ŞER'-İ ENVER : Ottoman Turkish

En nurlu kanun ve nizam. En ziyade saadete, selâmete, emniyete vesile olan şeriat

ŞER'-İ İSLÂM : Ottoman Turkish

İslâm şeriatı. İslâmî hükümlere, itikadlara tam uygun kanun

ŞER'AB : Ottoman Turkish

Uzun. * Uzununa kesmek. Uzunlamasına yarmak

ŞER'AN : Ottoman Turkish

şeriatça, şeriata göre. Kanunca, kanuna göre

ŞER'İYYE(T) : Ottoman Turkish

Şeriata uygun olma. Kanun ve nizamlara muvafık bulunma

ŞER'Î : Ottoman Turkish

Şeriata uygun, İslâmiyetçe makbul olan. İlâhî kanuna dair. Meşru'

ŞER'Î TAKVİM : Ottoman Turkish

(Bak: Takvim-i Arabî)

ŞERAFEDDİN : Ottoman Turkish

(Aslı: Şerefüd din'dir) Dinin şerefi

ŞERAFET : Ottoman Turkish

Şeriflik, şereflilik. Hz. Peygamber'in (A.S.M.) torunu Hz. Hüseyin'in (R.A.) sülâlesinden ve onun izinden giden temiz müslümanlık hâleti

ŞERAİF : Ottoman Turkish

(Şerife. C.) Mutlular, kutlu kimseler

ŞERAİT : Ottoman Turkish

(Şart. C.) Şartlar

ŞERAKET : Ottoman Turkish

Şeriklik, ortaklık. * Arkadaşlık, refâkat