Ottoman Turkish
ŞETAT : Ottoman Turkish
Hadden aşırı olmak. * Hakdan uzak. * Zulüm, cevr, yalan, kizb, saçma
ŞETEN : Ottoman Turkish
(C.: Eştân) Sağlam bükülmüş uzun urgan. * Uzak olmak. * Sağlam yapmak
ŞETER : Ottoman Turkish
Gözün kapaklarının devrik olması. * Bir kale adı
ŞETET : Ottoman Turkish
Perişaniyet, dağınıklık, teşettüt
ŞETEVİYY : Ottoman Turkish
Kışa mensup, kış ile ilgili. * Kış evi. * Kış kaftanı, kışlık elbise. * Kış yağmuru
ŞETİBE : Ottoman Turkish
Uzununa kesilmiş olan sahtiyan parçası
ŞETİM : Ottoman Turkish
Küfredilmiş sövülmüş kimse. * Kerih ve kabih olan, çirkin
ŞETİME : Ottoman Turkish
Sövme, sövüş, sövüp sayma
ŞETİT(E) : Ottoman Turkish
Dağılmak, müteferrik olmak. Çeşitli
ŞETM : Ottoman Turkish
Sövmek, azarlamak, küfretmek
ŞETM-İ GALİZ : Ottoman Turkish
Edepsizce sövme
ŞETN : Ottoman Turkish
Dokumak. Çulhalık
ŞETT : Ottoman Turkish
Dağınık olmak, târumar etmek, dağıtmak. Başka başka olmak
ŞETTA : Ottoman Turkish
Çeşitli, başka başka, ayrı ayrı. Çok ve müteferrik olan
ŞETTAM : Ottoman Turkish
(şetm. den) Çok küfreden
ŞETTE (ŞETÂT) : Ottoman Turkish
Perâkende olmak, dağılmak
ŞETUN : Ottoman Turkish
Irak, uzak, baid
ŞETUT : Ottoman Turkish
Büyük hörgüçlü dişi deve
ŞETUTÎ : Ottoman Turkish
Büyük hörgüçlü deve
ŞETVA : Ottoman Turkish
Mısır'da bir köy
ŞETVE : Ottoman Turkish
Kış olmak. * Soğuk olmak. * Kıtlık olmak
ŞEUB : Ottoman Turkish
Ölüm, mevt
ŞEV : Ottoman Turkish
f. Gece. Leyl
ŞEVA : Ottoman Turkish
Kolay. * Vücut organları. (El, ayak gibi). * Malın kötüsü
ŞEVAGİL : Ottoman Turkish
(Şagile. C.) Uğraşmalar, meşguliyetler
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani