Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
ŞİKARİSTAN : Ottoman Turkish

f. Av yeri, avı çok olan yer

ŞİKAYAT : Ottoman Turkish

(Şikâyet. C.) Şikâyetler

ŞİKAYET : Ottoman Turkish

Sızlanma, sızıltı. * Haksız olan, haksız iş yapan bir kimseyi üst makama bildirmek

ŞİKEM : Ottoman Turkish

f. Karın

ŞİKEMBE : Ottoman Turkish

f. İşkembe

ŞİKEMBENDE : Ottoman Turkish

f. Midesine düşkün. Çok yiyen

ŞİKEMDERD : Ottoman Turkish

Karın ağrısı

ŞİKEMPERVER : Ottoman Turkish

f. Yemek tiryakisi, boğazına düşkün

ŞİKEN : Ottoman Turkish

f. (Şikesten mastarından) Kıvrım, büküm. * Koparan, parçalayan mânâsında birleşik kelimeler yapılır. Meselâ: Haysiyet-şiken $
f. Haysiyet kıran

ŞİKEN-İ KÂKÜL : Ottoman Turkish

Kıvırcık saç

ŞİKENC : Ottoman Turkish

f. Kıvrım, büklüm

ŞİKENCE : Ottoman Turkish

f. İşkence. Azap. Eziyet

ŞİKENED : Ottoman Turkish

Kırıyor, kesiyor

ŞİKEST : Ottoman Turkish

f. Kırma, kırılma. * Kıran. * Yenilme, mağlubiyet

ŞİKESTE : Ottoman Turkish

f. Kırılış, yeniliş, mağlub olmuş. Kırık. Tâlik yazının bir çeşidi

ŞİKESTEBÂL : Ottoman Turkish

f. Kanadı kırık, kırık kanatlı. * Mc: Kederli, üzgün

ŞİKESTEDİL : Ottoman Turkish

f. Gönlü kırık, mahzun, kederli, hüzünlü

ŞİKESTEGÎ : Ottoman Turkish

f. Kırıklık

ŞİKESTEPÂ : Ottoman Turkish

f. Ayağı kırık

ŞİKESTEZEBÂN : Ottoman Turkish

f. Peltek

ŞİKİBA : Ottoman Turkish

(Şikibende) Sabırlı

ŞİKK : Ottoman Turkish

(Bak: Şıkk)

ŞİKKE : Ottoman Turkish

(C.: Şikek) Balta cinsinden olan silâhların sapı. * Girecek deliğe sıkışıp tutmak için sokulan çivi

ŞİKL : Ottoman Turkish

Güçlük. * Naz

ŞİKÂF : Ottoman Turkish

"f. (Şikâften: ""Yarmak"" mastarından) Yarık, yırtık, çatlak. * Kelime sonuna gelerek ""yırtıcı, yırtan"" mânâsına kullanılır. Meselâ: Ciğer-şikâf $
Ciğer parçalayan."