Ottoman Turkish
ŞİLAK : Ottoman Turkish
Cima etmek. * Vurmak. * Kulağı uzunlamasına yarmak
ŞİLV : Ottoman Turkish
Vücut azâlarından biri
ŞİMAL : Ottoman Turkish
Sol, sol taraf. Sağın ve cenubun zıddı. Kuzey
ŞİMAL-İ GARBÎ : Ottoman Turkish
Kuzeybatı
ŞİMAL-İ ŞARKÎ : Ottoman Turkish
Kuzeydoğu
ŞİMALEN : Ottoman Turkish
Soldan, sol taraftan, şimalden, kuzey taraftan
ŞİMALÎ : Ottoman Turkish
şimale ait, sola ve kuzeye ait
ŞİMAS : Ottoman Turkish
Davarın ürkek olması
ŞİME : Ottoman Turkish
(C.: Şiyem) Huy, tabiat
ŞİMENDİFER : Ottoman Turkish
Fr. Demir yolu katarı, tren. * Demir yolu
ŞİMRAC : Ottoman Turkish
(C.: Şemâric) Seyrek seyrek dikmek. * Yalan karışık söz
ŞİMRAH : Ottoman Turkish
(C.: Şemârih) Hurma veya üzüm salkımı. * Dağ tepesi
ŞİMŞAD : Ottoman Turkish
f. Şimşir ağacı
ŞİMŞİR : Ottoman Turkish
(Bak: Şemşir)
ŞİN : Ottoman Turkish
Çok nikâhlı kimse. * Huruf-u mu'cemeden bir harf
ŞİNAH : Ottoman Turkish
f. Suda yüzme
ŞİNAK : Ottoman Turkish
(C.: Eşnâk) Sivri başlı kimse. * Kırba bağladıkları ip. * Başı büyük olan at. * Kuş tuzağı
ŞİNAR : Ottoman Turkish
f. Suda yüzme
ŞİNAS : Ottoman Turkish
f. Tanıyan, bilen, anlayan. Tarih-şinas $
f. Tarihten anlayan, tarih bilen
ŞİNAVER : Ottoman Turkish
f. Suda yüzen. Yüzgeç
ŞİNEV : Ottoman Turkish
f. İşiten, dinleyen
ŞİNİD : Ottoman Turkish
İşitme. Duyma
ŞİNİDE : Ottoman Turkish
f. İşitilmiş. Duyulmuş
ŞİNİK : Ottoman Turkish
On litre su alabilen teneke kutu kadar olan mahsul ölçüsü. Yarım gaz tenekesi. (Isparta havalisine mahsus hububat ölçüsü)
ŞİNVAY : Ottoman Turkish
Kulağın işitmesi
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani