Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
ŞİTEVÎ : Ottoman Turkish

(Şiteviyye) Kışa ait. Kış mevsimiyle ilgili. * Kış sebzesi, kışlık sebze

ŞİVA' : Ottoman Turkish

Kebap

ŞİVAL : Ottoman Turkish

Az şey

ŞİVAR : Ottoman Turkish

Meşveret etmek, konuşmak, istişâre etmek, danışmak

ŞİVAZ : Ottoman Turkish

Dumansız ateş. * Susamak. (Bak: Şuvaz)

ŞİVE : Ottoman Turkish

Söyleyiş. Tarz. Ağız. Üslub. * Eda. Naz

ŞİVEBÂZ : Ottoman Turkish

f. Cilveli, şive ve naz eden

ŞİVEKÂR : Ottoman Turkish

f. İşveli, şiveli, cilveli

ŞİVEN : Ottoman Turkish

f. İnleme, sızlanma. * Mâtem, yas

ŞİYA' : Ottoman Turkish

Zahir olmak, görünmek. * Çobanın kavalından çıkan ses. * Odun takıltısı

ŞİYAM : Ottoman Turkish

Yerden kazılan toprak

ŞİYAT : Ottoman Turkish

Yanmış yün ve pamuk kokusu

ŞİYEM : Ottoman Turkish

(Şime. C.) Huylar, tabiatlar

ŞİZ : Ottoman Turkish

Abnus ağacı

ŞİZAF : Ottoman Turkish

Katılık, sertlik

ŞİÎ : Ottoman Turkish

Hazreti Aliye aşırı taraftarlık gösteren kimse

ŞİŞE : Ottoman Turkish

Camdan yapılmış ağzı dar uzunca kap. Lâmbaya geçirilen camdan küçük baca. * Çeşitli maksatlarla çakılan çıta

ŞİŞEHANE : Ottoman Turkish

Şişe yapılan yer

ŞİŞHANE : Ottoman Turkish

(Aslı: Şeşhane) Eskiden kullanılan namlusu altı yivli tüfek. * İstanbul'da bir semt adı

ŞU'BE : Ottoman Turkish

Bölük, bölüm. * Dal, budak. * İkinci derecedeki kollar. Kol

ŞU'BUB : Ottoman Turkish

(Bak: şü'bub)

ŞU'LE : Ottoman Turkish

Alev, ateş alevi. Alevlenmiş odun

ŞU'LE-İ BERKIYYE : Ottoman Turkish

Yıldırım ışığı. Şimşek parıltısı

ŞU'LE-İ CEVVAL : Ottoman Turkish

Daim hareket ederek etrafına ışık saçan parıltı

ŞU'LEBÂR : Ottoman Turkish

f. Işıklı