Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
ŞÂHİD-İ ÂDİL : Ottoman Turkish

Doğru sözlü şâhid

ŞÂKİ-İ SİLÂH : Ottoman Turkish

Harp âletleri keskin ve hazır olan kimse

ŞÂME-GEŞ : Ottoman Turkish

f. Başına örtü alan

ŞÂRÎ : Ottoman Turkish

şeriatı ortaya koyan, Allah

ŞÂZELÎ : Ottoman Turkish

Şazeliye tarikatını kuran büyük velî, bu tarikattan olan

ŞÖHRE : Ottoman Turkish

Ünlü, şöhretli, meşhur

ŞÖHRET : Ottoman Turkish

Ad yapma. Ün. Şân. * Hadis ilminde: Meşhur hadis mânasında kullanılır.(Ey şân ve şerefi, nam ve şöhreti isteyen adam! Gel, o dersi benden al. Şöhret ayn-i riyâdır. Ve kalbi öldüren zehirli bir baldır. Ve insanı insanlara abd ve köle yapar. O belâ ve musibete düşersen $ de, o belâdan kurtul. M.N.)

ŞÖHRET-İ KÂZİBE : Ottoman Turkish

Geçici şöhret. Yalancı dünyalık, fâni şöhret. Aldatıcı nâm

ŞÖHRETGİR : Ottoman Turkish

f. şöhretli, ünlü. Meşhur

ŞÖHRETŞİÂR : Ottoman Turkish

f. şöhretli. şöhret sahibi

ŞÖHRETŞİÂR-I ÂLEM : Ottoman Turkish

Âlemde şöhret ona nişan olmuş olan. Çok meşhur olan

ŞÜ'BUB : Ottoman Turkish

Birden yağan sağanaklı yağmur. * Hiddetli ve şiddetli olan. * Şiddetli güneş harareti

ŞÜBAN : Ottoman Turkish

Çoban

ŞÜBANÎ : Ottoman Turkish

Kırmızı yüzlü

ŞÜBBAN : Ottoman Turkish

Gençler, delikanlılar

ŞÜBBAN-I VATAN : Ottoman Turkish

Vatanın gençleri

ŞÜBBUT : Ottoman Turkish

Kalkan balığı

ŞÜBEH : Ottoman Turkish

(şübhe C.) şübheler, şekler. şübhe edilenler

ŞÜBHE : Ottoman Turkish

(C.: Şübeh
Şübühât) Tereddüd. Bir şeyin doğru olup olmadığına veya var olup olmadığına dair kat'i kanaat ve bilgi sahibi olmamak hâli

ŞÜBHE-İ TÂRIK : Ottoman Turkish

Zulmetten gelen şüphe belâsı

ŞÜBKE : Ottoman Turkish

(C.: Şübük) Yakınlık. Akrabalık, hısımlık

ŞÜBRÜM : Ottoman Turkish

Kısa boylu kimse

ŞÜCA' : Ottoman Turkish

(Şec'a
Şica') Yiğit, cesur, bahadır. Şecaatli

ŞÜCEA' : Ottoman Turkish

(Şeci'. C.) Yiğitler, cesurlar

ŞÜCEYRE : Ottoman Turkish

Çalı, ufak ağaç