Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
AGAŞTE : Ottoman Turkish

f. Bulaşmış

AGBA : Ottoman Turkish

Daha küt, en küt. * Daha koyu, en koyu

AGBER : Ottoman Turkish

Çok tozlu

AGBEŞ : Ottoman Turkish

Boz renkli

AGBİYA : Ottoman Turkish

(Gabi. C.) Ahmaklar, gabiler

AGDEF : Ottoman Turkish

Uzun ve sarkık kulaklı

AGDİYE : Ottoman Turkish

(Gada ve Gıda. C.) Yenip içilecek gıdalar

AGEL : Ottoman Turkish

(Bak: İkal)

AGEL : Ottoman Turkish

sarık

AGENDE-GUŞ : Ottoman Turkish

f. Söz dinlemeyen, aldırmayan, alçak ve hayırsız kimse

AGESTE : Ottoman Turkish

f. Islanmış, ıslak.* Bulaşmış

AGFER : Ottoman Turkish

Mağfiret eden, bağışlayan, afveden

AGFER-ÜL-GAFİRÎN : Ottoman Turkish

Afvedenlerin en çok afvedeni. (Allah)

AGİN : Ottoman Turkish

f. Dolu, doldurulmuş

AGİSNA : Ottoman Turkish

Bize imdad eyle, yardım ihsan eyle (meâlinde duâ.)

AGİYYE : Ottoman Turkish

İçine su biriken çukur

AGİŞ : Ottoman Turkish

f. İlişik, sarkık. * Uzatılmış

AGLAK : Ottoman Turkish

(Galak. C.) Kilitler. * Kapalı, anlaşılmaz şeyler

AGLAL : Ottoman Turkish

Ağaçlar arasında akan su. (Bak: Eglâl)

AGLAZ : Ottoman Turkish

(Galiz. den) kaba ve galiz şeyler

AGLEB : Ottoman Turkish

"Daha galib. Çok kerre, ekseriya. Çoğu. (""Ağleben
Ağlebâ"" şeklinde de kullanılır.)"

AGLEB-İ HÜKEMÂ : Ottoman Turkish

Hakîmlerin çoğu. Hakîmlerin ekserisi

AGLEB-İ İHTİMAL : Ottoman Turkish

Büyük bir ihtimal

AGLEF : Ottoman Turkish

Sünnetsiz. * Sandıkta kapalı. * Mc: Katılaşmış, duygusuz kalb

AGLEZ : Ottoman Turkish

(Galiz. den ism-i tafdil) Pekçok kaba ve galiz