Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
BÂ-İ KASEM : Ottoman Turkish

"Arabçada yemin maksadı ile kelime başına getirilen bâ. $ ""Billâhi"" gibi. * Farsçada: Bâ $ diye yazılırsa; ile, beraber, birlikte, sâhip mânalarına gelir. Arapçadaki Zû gibidir."

BÂ-POSTA : Ottoman Turkish

Posta ederek, posta ile

BÂ-VÜCUD Kİ : Ottoman Turkish

f. Bununla beraber, böyle iken

BÂB : Ottoman Turkish

f. Lâyık, uygun, münasib, elverişli. * Hayır, uğur

BÂB : Ottoman Turkish

kapı, bölüm

BÂB-UL MENDEB : Ottoman Turkish

Kızıldeniz'de Hint Denizi yakınlarında bulunan bir boğazın adı

BÂB-I FETVA : Ottoman Turkish

Eskiden şeyhülislamların oturduğu daire. Fetvalar burada verilirdi

BÂB-I HİKMET : Ottoman Turkish

Cenab-ı Hakk'ın herşeyi hikmetli ve maslahatlı yaratması bahsi

BÂB-I HÂNE : Ottoman Turkish

f. Hırsızların yeri. * Fuhuşhane. * Tembeller yurdu

BÂB-I HÜKÜMET : Ottoman Turkish

Hükümet dairesi, hükümet kapısı

BÂB-I HÜMAYUN : Ottoman Turkish

Topkapı Sarayı'nın ilk kapısı

BÂB-I HIFZ VE HAFÎZİYET : Ottoman Turkish

Cenab-ı Hakk'ın herşeyi muhafaza edip varlığını devam ettirmesi bahsi

BÂB-I İHYA VE İMATE : Ottoman Turkish

Öldürmek ve diriltmek bahsi ve mevzuu

BÂB-I SAADET : Ottoman Turkish

Saadet kapısı. * Sultanın sarayı. * İstanbul şehri

BÂB-I SERASKERÎ : Ottoman Turkish

Serasker kapısı. Eski Milli Müdafaa Vekâleti. Milli Savunma Bakanlığı. Şimdiki İstanbul Üniversitesi'nin kapısı

BÂB-I ÂLEM : Ottoman Turkish

Âlemin kapısı. Herkesin girip çıktığı yer

BÂB-I ÂLÎ : Ottoman Turkish

Yüksek kapı. * Tanzimattan önce sadrazam kapılarının, daha sonra da hükümet dairelerinin çoğunun içinde toplandığı bina. * Mc: Osmanlı Hükümeti

BÂB-I ÂSAFÎ : Ottoman Turkish

Tar: Sadrazam konağı

BÂB-I ŞERÎF : Ottoman Turkish

Konya'da bulunan Mevlana türbesinin kapısı

BÂBİL : Ottoman Turkish

"Asurlular devrinde Irak'ta kurulan şehirlerden biri. Bağdat'ın aşağı tarafında bulunan ve büyücülüğünden dolayı, eski edebiyatımızda ""Çeh-i Bâbil"" olarak yer alan ve birçok dillerin meydana gelmesi bakımından da adı geçen ""Bâbil Kulesi""nin bulunduğu ilkçağdan kalma bir şehir."

BÂBİL KULESİ : Ottoman Turkish

"Tevrat'ın rivayetine göre Hz. Nuh'un (A.S.) oğulları tarafından gökyüzüne ulaşmak için yaptırılmış büyük bir kuledir. Rabbimiz bu kulede çalışmakta olanların dillerini değiştirmiş ve birbirlerini anlamaz hale getirmiştir. Bundan dolayı tamamlanamamış ve 72 dil burada meydana gelmiştir. (Buna ""tebelbül-i akvam"" denir.) Müslümanlıkta, bu kuleyi Nemrud'un gökyüzüne yükselerek Allah'ın işlerine karışmak maksadıyla yaptırmış olduğu rivayet edilir. Milâttan önce yaşamış olan eski Yunan tarihçisi Herodot, Bâbil'deki Baal Ma'bedinin gayet yüksek bir kule olduğunu seyahatinde görerek anlatmıştır ki; Bâbil ve Nemrut Kulesi denen şeyin bu olması ihtimali vardır. (T.L.)"

BÂC : Ottoman Turkish

f. Vergi. * Kudretli hükümdarın zayıf olan hükümdardan aldığı vergi. * Eskiden halktan alınan öşür veya haraç ve gümrük vergisi. * Renk. * Çeşit

BÂC-BÂN : Ottoman Turkish

f. Geçiş vergisi tahsildarı. Bac toplayan memur

BÂC-GİR : Ottoman Turkish

f. Vergi toplayan kimse. Vergi toplama memuru

BÂC-GÜZAR : Ottoman Turkish

f. Vergi veren, haraç veren. * Geçiş parasına tâbi