Ottoman Turkish
Ottoman Turkish
ŞÂRİH : Ottoman Turkish
şerheden, açıklayan
ŞÂRIK : Ottoman Turkish
doğudan çıkan, doğan, parlayan
ŞÂYESTE : Ottoman Turkish
uygun, lâyık
ŞÂYET : Ottoman Turkish
eğer, olur ki
ŞÂYİA : Ottoman Turkish
söylenti, yayılma, duyulma
ŞÂYÂN : Ottoman Turkish
yaraşır, uygun, layık
ŞÂZ : Ottoman Turkish
kaide dışı, istisna
ŞÂŞAA : Ottoman Turkish
parlaklık, gösteriş
ŞÂŞAAPÂŞ : Ottoman Turkish
gösterişli görünen
ŞÊN : Ottoman Turkish
iş, hâl, tavır, hâdise
ŞÎR : Ottoman Turkish
aslan
ŞÎVE : Ottoman Turkish
söyleyiş, naz
ŞÖHRET : Ottoman Turkish
ün, tanınırlık
ŞÖHRETGÎR : Ottoman Turkish
ün salma
ŞÖHRETPEREST : Ottoman Turkish
şöhret düşkünü
ŞÖHRETPERVERÂNE : Ottoman Turkish
şöhretsevercesine
ŞÖHRETŞİAR : Ottoman Turkish
meşhur, ünlü
ŞÛBE : Ottoman Turkish
ölüm, kısım
ŞÛLE : Ottoman Turkish
alev, ışıltı
ŞÛLEDÂR : Ottoman Turkish
alevli, ışıltılı
ŞÛLEFEŞÂN : Ottoman Turkish
ışık saçan
ŞÛM : Ottoman Turkish
uğursuz
ŞÛRA : Ottoman Turkish
danışıp konuşmak için toplanılan yer
ŞÛRE : Ottoman Turkish
çorak
ŞÛRİSTÂN : Ottoman Turkish
çorak yerler
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani