Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
BÜNYE : Ottoman Turkish

Bir şeyin vücut yapısı. Vücut, beden. Fıtrat. * Şekil, tarz, sûret

BÜNYE : Ottoman Turkish

yapı

BÜNYE-HÎZ : Ottoman Turkish

f. Vücudu canlandıran, bünyeyi kaldıran

BÜNYÂN : Ottoman Turkish

yapı

BÜNÜVVET : Ottoman Turkish

Evlâtlık, oğulluk

BÜR' : Ottoman Turkish

(Büru') Hastanın iyileşmeğe başlaması. * Kurtulmak. * Fazilette ve bilgide üstünlük. (Bak: Ber')

BÜR'UM : Ottoman Turkish

Açılmamış gonca çiçek

BÜR'ÛME : Ottoman Turkish

(C.: Bür'um
Berâim) Açılmamış tomurcuk gonca çiçek.* Gül gılafı

BÜRA : Ottoman Turkish

Kamıştan yapılan hasır

BÜRA' : Ottoman Turkish

Ağaç yongası. Törpüden çıkan talaş

BÜRABE : Ottoman Turkish

Kalem yongası, törpüden çıkan talaş

BÜRAD : Ottoman Turkish

Soğuk

BÜRADE : Ottoman Turkish

"Eğeden çıkan talaş ki, ""bürâde-i zeheb, bürâde-i fizza ve bürâde-i hadid"" denir."

BÜRAKA : Ottoman Turkish

Bütün gün yüzünü süsleyen kadın. * Yemek sırasında bir kimseye kızıp, yemeği kimseye vermeyip yalnız yiyen kadın

BÜRAM : Ottoman Turkish

Kene dedikleri böcek

BÜRAYE : Ottoman Turkish

Yontulan ağaçtan çıkan yonga

BÜRBUR : Ottoman Turkish

Bulgur. (Buğdaydan yapılır.)

BÜRC : Ottoman Turkish

(C.: Bürûc-Ebrac) Hisar. * Yıldız

BÜRCAS : Ottoman Turkish

Havada ağaç başında olan nişan

BÜRCEME : Ottoman Turkish

(C: Berâcem) Parmak boğumu

BÜRCÜD : Ottoman Turkish

Arap elbiselerinden bir nevi kalın elbise

BÜRD : Ottoman Turkish

f. Bilmece, bulmaca

BÜRDA : Ottoman Turkish

Tıb: Sıtma hastalığı

BÜRDBAR : Ottoman Turkish

f. Ağırbaşlı. Sabırlı, mütehammil, uysal, tahammüllü kimse

BÜRDBARÎ : Ottoman Turkish

f. Ağırbaşlılık, sabırlılık