Ottoman Turkish
BÜRDE : Ottoman Turkish
Hırka. Üstten giyilen libas, elbise
BÜRDE : Ottoman Turkish
hırka
BÜRDEK : Ottoman Turkish
f. Küçük bilmece
BÜRDÎ : Ottoman Turkish
Hurmanın iyisi
BÜRE : Ottoman Turkish
(C.: Bürât-Bürâ-Bürin) Deve burnuna takılan halkalar. * Bilezik gibi olan halkaların her birisi
BÜREHA : Ottoman Turkish
Şiddetli azab. Sıkıntı
BÜREHNE : Ottoman Turkish
f. Açık, yalın çıplak
BÜREHNE-GÎ : Ottoman Turkish
f. Çıplaklık
BÜREHNE-SER : Ottoman Turkish
f. Başı açık
BÜRESA' : Ottoman Turkish
Nâs mânâsına kullanılan bir isim
BÜREYDE BİN EL-HUSAYB EL-ESLEMÎ : Ottoman Turkish
Horasan diyarında en son hicri 62 veya 63 yılında vefat eden sahabedir. (R.A.). Müslümanların ilk sancaktarıdır. 177 Hadis-i Şerif nakletmiştir. 14 tanesi Buharî ve Müslim'de mezkûrdur
BÜRGUR : Ottoman Turkish
Buzağı
BÜRGUS : Ottoman Turkish
(C.: Beragis) Pire
BÜRHAN : Ottoman Turkish
"Delil, hüccet, isbat vasıtası. * Man: Yakînî mukaddemelerden meydana gelen kıyas. * Red ve inkâr için itiraz kabul edilmeyecek surette isbat-ı hakikat eden kavi hüccet.(Bir bürhan ile elde edilen netice-i tevhidi buzı insanlar isti'zam ile dar zihinlerine sıkıştıramazlar. Veya bozuk hayalleri tahammül edemez. Bu hule karşı o kat'i, sahih bürhanı reddetmek üzere: ""Bu neticeyi, bu kadar azametiyle şu bürhan (onu) intac edemez."" diye bahaneler ile kabul etmez. O miskin bilmez mi ki, neticenin kayyûmu imandır. Bürhan, ancak onu görmek için bir menfezdir. Veya bir süpürge gibi o neticeye konan vehimleri süpürür. Maahâza bürhan bir değildir, bin değildir. Zerrat-ı âlem adedince bürhanlar vardır. M.N.)"
BÜRHAN : Ottoman Turkish
kuvvetli delil
BÜRHAN-ÜT TEMÂNÜ' : Ottoman Turkish
"İstiklâliyet, ulûhiyetin zâtî bir hassası ve zaruri bir lâzımı olduğuna dair ve şirkin butlanını isbat eden delil ki; eşyanın yaradılışı müteaddit ellere ve esbaba verilse, âlemdeki nizam bozulup karışıklıklar çıkacağını gösterir, isbat eder."
BÜRHAN-I AKLİYYE : Ottoman Turkish
Akla dayanan bürhan
BÜRHAN-I ENFÜSÎ : Ottoman Turkish
İnsanın içinde ve hayatında görünen bürhan. Nefse ve şahsa ve içe ait bürhan
BÜRHAN-I İNNÎ : Ottoman Turkish
Hâdiselerden kanunlarına, neticelerden sebeblerine ve eserden müessire olan delil. Dumanın ateşe delil olması gibi
BÜRHAN-I KATI' : Ottoman Turkish
Kat'î, en sağlam ve şeksiz delil. * Farsça bir lügat kitabının ismi.(İşte şu Zât (A.S.M.), şu mevcûdat Hâlikının vahdaniyetinin hakkaniyeti derecesinde hak bir bürhan-ı nâtık, bir delil-i sâdık olduğu gibi, haşrin ve saadet-i ebediyenin dahi bir bürhan-ı kâtıı, bir delil-i sâtııdır. S.)
BÜRHAN-I LİMMÎ : Ottoman Turkish
Kanunlardan hâdiselerine, sebeblerden neticelerine ve müessirden esere olan istidlâl. Yani eseri meydana getirenden esere olan delil. Kablî delil. Ateşin dumana delil olması gibi.(Kelime-i şehâdetin iki kelâmı birbirine şahiddir. Birincisi ikincisine bürhan-ı limmîdir, ikincisi birincisine bürhan-ı innîdir. M.) (Bak: Limmî)
BÜRHAN-I MANTIKÎ : Ottoman Turkish
Kesin kaziyelerden teşkil ettirilen kıyasa, bürhana denir
BÜRHAN-I NÂTIK : Ottoman Turkish
"Konuşan bürhan. Mecaz olarak Peygamberimiz Hz. Muhammed (A.S.M) kastedilir ki; bütün hakikatları isbat ve izhar etmiştir."
BÜRHAN-I NÜBÜVVET : Ottoman Turkish
Peygamberliğin hak olduğunu isbat eden bürhan ve delil. (Bürhan-ı risalet de aynı mânâdadır.)
BÜRHAN-I RİSALET : Ottoman Turkish
(Bak: Bürhan-ı nübüvvet)
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani