Ottoman Turkish
CAADET : Ottoman Turkish
Kıvırcıklık
CAAR : Ottoman Turkish
Sırtlan
CABE : Ottoman Turkish
Bir cevap
CABECA : Ottoman Turkish
f. Yer yer. Ara sıra. Yerden yere. Bazı yerlerde
CABET : Ottoman Turkish
Cevap vermek
CABİYE : Ottoman Turkish
(C.: Cevâbi) Cemaat. * İçinde su toplanan büyük havuz. * Şam diyarında bir şehir adı
CABLUS : Ottoman Turkish
f. Dalkavukluk, yaltaklanma. * Dalkavukluk eden, yaltaklanan
CABLUSÎ : Ottoman Turkish
f. Dalkavukluk, yaltaklanıcılık
CADD : Ottoman Turkish
(Câdde) Ciddi, çalışkan, azimli.CA'D
Kıvırcık saç, şa're
CADDE : Ottoman Turkish
Geniş, işlek, büyük yol. Anayol. şah-rah
CADDE : Ottoman Turkish
geniş yol
CADDE-İ KÜBRA : Ottoman Turkish
Büyük cadde. * Mc: En selâmetli yol. Kur'an yolu. Sahabe ve Peygamber vârisi olan büyük zatların, müçtehidlerin yolu
CADİ : Ottoman Turkish
f. Safran
CADİB(E) : Ottoman Turkish
Kusur görücü. Başkalarının noksan taraflarını gören
CADİL : Ottoman Turkish
Gürbüz, kuvvetli, kavi, metin
CADİS(E) : Ottoman Turkish
Viran, harap, yıkık. * Çorak, kurak, işlenmemiş, ekilmemiş toprak, gelir getirmeyen boş arazi
CADU : Ottoman Turkish
f. Büyücü, cadı. * Hortlak, gulyabani. * Acuze, çirkin kocakarı. * Çok güzel söz
CADU-FENN : Ottoman Turkish
f. Büyücü, sihirbaz
CADU-GER : Ottoman Turkish
f. Büyücü, sihirbaz
CADU-SUHEN : Ottoman Turkish
f. Sihirlercesine söz söyleyen.CA'F
Atmak, yere vurmak
CADI : Ottoman Turkish
Avrupa'da putperestlik çağından beri gelen bir inanca göre, şeytanın gücünü kullanarak büyü yolu ile insanlara kötülük eden, felâketler getiren kadın. Bu bâtıl inanç yüzünden birçok yaşlı masum kadın, cadı diye Hristiyanların kurduğu Engizisyon mahkemeleri kararıyla yakılmıştır
CAFCAF : Ottoman Turkish
f. Ahlâksız, iffetsiz kadın.CA'FER
Küçük akarsu, çay.CA'FERÎ
Şiilerden İmam-ı Ca'fer-i Sâdık Hazretlerine bağlı olduklarını iddia edenler.Bütün mânâsıyla İslâmiyet'e bağlı olup şeriatın emirlerine göre amel eden ve Âl-i Beyt'in büyük bir dinî şahsiyeti olan İmam-ı Ca'fer-i Sâdık Hazretlerine bağlılık iddiasının doğru olması için, o zat gibi olmağa ve Hz. Muhammed'in (A.S.M.) sünnetlerini yaşamağa gayret göstermek lâzımdır
CAFİL : Ottoman Turkish
Yürürken çabuk olan kimse
CAFÎ : Ottoman Turkish
Cefa eden, eziyet veren
CAFÛN : Ottoman Turkish
Karpuz
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani