Ottoman Turkish
CE'VET : Ottoman Turkish
Kıtlık. * Bir şeyin üzerine örtülen. * Üzerine tencere konulan örtü. * Çömlek
CE'Y : Ottoman Turkish
Isırmak
CEB' : Ottoman Turkish
(C.: Cebeât) Kızıl mantar.* (C.: Ecbu) Nakir dedikleri ağzı dar kap ki, içine su koyarlar. * Tehir etmek, sonraya bırakmak
CEBABİRE : Ottoman Turkish
Cebrediciler. Mütekebbirler. Zâlimler
CEBAE : Ottoman Turkish
Üstünde birşey düzeltilen ağaç
CEBAN : Ottoman Turkish
Korkak, ürkek
CEBANET : Ottoman Turkish
Korkaklık, ürkeklik. Korkulmayacak şeylerden bile korkmak. (Bak: Sırat-ı müstakim)
CEBB : Ottoman Turkish
Bir kimsenin zekerini ve hayasını kesip hadım etmek. * Devenin hörgücünü kesmek.* Kökünden kesmek
CEBBAN : Ottoman Turkish
(C.: Cebâbin) Peynirci
CEBBAN(E) : Ottoman Turkish
Sahrâ. Bayram namazını kılacak yer. * Mezarlık
CEBBAR : Ottoman Turkish
"(Sıfat-ı İlahiyedendir) İstediğini mutlak yapan, dilediğine muktedir olan. Büyüklük, azamet ve kudret sahibi. İmar eden Cenab-ı Hak. Kullarını ıslah edip tevbeye götüren Allah Teâlâ Hz.leri (C.C.) * Zâlim, gaddar, müstebid, mütemerrid insanlar da bu sıfatla tavsif edilir. Meselâ; Cengiz, cebbar ve gaddar bir devlet adamı idi. * Koz: Gökyüzünün cenubunda bulunan bir yıldız kümesi."
CEBBAR : Ottoman Turkish
cebreden, zorba
CEBBARANE : Ottoman Turkish
Cebbarcasına. Cebbar olana yakışacak tarzda
CEBBARÂNE : Ottoman Turkish
zorbaca
CEBBARÎ : Ottoman Turkish
Cebbara mensub, cebbarlık, cebredicilik. Cebbarlık eden
CEBBÂR : Ottoman Turkish
istediğini mutlaka yaptıran Allah
CEBCEB : Ottoman Turkish
Çok hasta deve yavrusu
CEBE : Ottoman Turkish
Zincir veya halkadan örme zırh. Cevşen
CEBE' : Ottoman Turkish
Kuyu içinden çıkan toprak ki, etrafına öbek öbek dökerler
CEBE-PÛŞ : Ottoman Turkish
f. Zırh giyen
CEBECİ : Ottoman Turkish
f. Eski Osmanlı İmparatorluğunun ordusunun zırhlı sınıfına mensub nefer
CEBEL : Ottoman Turkish
Dağ, yüksek tepe. * Mc: Bir kavmin meşhuru ve büyüğü, âlim ve fâzıl kimse
CEBEL : Ottoman Turkish
dağ
CEBEL-İ ARAFAT : Ottoman Turkish
Arafat Dağı
CEBEL-ÜN NUR : Ottoman Turkish
Mekke dağlarından, Hira veya Hırra veya Harra Dağı. Peygamberimize (A.S.M.) ilk vahyin geldiği dağ
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani