Ottoman Turkish
CEM-UL CEVAMİ' : Ottoman Turkish
Eski medreselerde okutulan Dört Hak Mezhebin fıkıh usûlünü içine alan, Usûl-i Fıkh'ın en son kitabı. Müellifi Şâfiî âlimlerinden İbn-üs Sübkî'dir
CEM-ÜL CEM : Ottoman Turkish
"Gr: Bir defa cemi'olan kelimenin tekrar bir defa daha cemi olması. (Evliya; Evliyalar gibi.) * Tas: Vahdet-i vücuda dalmak. Bekabillah, Cenab-ı Hak'ta fâni olmak."
CEMAAT : Ottoman Turkish
Topluluk. Bir yere toplanmış insanlar. Takım, bölük. * Fık: Bir imama uyup namaz kılan müslümanların heyeti. Bir mezhebe tâbi bir heyet teşkil eden ahali. * Aralarındaki münasebetleri din, örf ve âdetlere göre tanzim eden, akrabalık, komşuluk, hemşehrilik gibi rabıtalarla birbirine bağlı insan topluluğu
CEMAAT : Ottoman Turkish
gayeleri bir olan topluluk
CEMAAT-İ HADEME-İ EHL-İ HİREF : Ottoman Turkish
Tar: Saray işlerini yapmakla vazifelendirilmiş sanatkârlar zümresi
CEMAAT-İ ÇİLİNGİRÂN-I HÂSSA : Ottoman Turkish
Tar: Saraydaki çilingirlik işlerini yapmakla muvazzaf sanatkârlar zümresi
CEMAAT-I MÜCELLİDÂN-I HÂSSA : Ottoman Turkish
Tar: Saraydaki kitabları ciltlemekle vazifeli sanatkârlar
CEMAD : Ottoman Turkish
Cansız ve kurumuş olmak. * Yağmur yağmayan yer. * Sütü olmayan deve. * Donmuş, katı cisim
CEMADAT : Ottoman Turkish
Katı cisimler, cansızlar
CEMADÎ : Ottoman Turkish
f. Ruhu olmayan, cansız madde. Câmid cisim
CEMAET : Ottoman Turkish
Her nesnenin şahsı ve cüssesi
CEMAHİR : Ottoman Turkish
(Cumhur. C.) Cumhuriyetler
CEMAHİR-İ MÜTTEFİKA : Ottoman Turkish
Birbiriyle anlaşmış, ittifak etmiş devletler. Müttefik cumhuriyetler
CEMAHİR-İ MÜTTEHİDE : Ottoman Turkish
Birleşmiş devletler. Müttehid cumhuriyetler
CEMAL : Ottoman Turkish
Yüz güzelliği. Fertteki güzellik. * Cenâb-ı Hakk'ın lütuf ve ihsânı ile tecellisi. * Hak ile söylenen doğru söz. * Hüsün. (... Bir cemal sâhibi, dâima hüsn ü cemalini görmek ve göstermek ister. Bu ise, âhiretin vücudunu ister. Çünkü dâimi bir cemâl, zâil ve muvakkat bir müştaka razı olmaz. Onun da devamını ister. Bu da âhireti ister. M.N.)
CEMAL-İ BÎ-MİSAL : Ottoman Turkish
Misâli, benzeri olmayan güzellik. (Bak: Celâl)
CEMALULLAH : Ottoman Turkish
Allah'ın cemâli.CEMAM
Rahat olmak. Dinlenip yorgunluğu gidermek. İstirahat etmek
CEMAMİH (CEMÛH) : Ottoman Turkish
Başı sert, yavuz at
CEMAZİYEL AHİR : Ottoman Turkish
Arabi ayların altıncısıdır. (Arabi aylar: Muharrem, Safer, Rabiyy-ül-evvel, Rabiyy-ül-âhir, Cemaziyel-evvel, Cemaziyel-ahir, Receb, şaban, Ramazan, şevval, Zilkade, Zilhicce'dir)
CEMAZİYEL EVVEL : Ottoman Turkish
Arabi ayların beşincisidir. * Bir kişinin mazisi, geçmişi
CEMAŞ : Ottoman Turkish
Kadın ile oynaşan kişi
CEMCEME : Ottoman Turkish
Sözü gizli söyleme, harfleri tâne tâne söyleyip açık beyan edememe
CEMD : Ottoman Turkish
Donmak
CEMDER : Ottoman Turkish
f. Bir cins bıçak veya kama
CEMED : Ottoman Turkish
Dondurmak. * Buz, kar
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani