Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
CEVZEL : Ottoman Turkish

(C.: Cevâzil) Güvercin yavrusu. * İğne deliği

CEVZENİC : Ottoman Turkish

Cevizli helva

CEVZİNE : Ottoman Turkish

Cevizli helva

CEVÂB : Ottoman Turkish

cevap, soruya verilen karşılık

CEVÂBEN : Ottoman Turkish

cevap olarak

CEVÂBÎ : Ottoman Turkish

cevapla ilgili

CEVÂD : Ottoman Turkish

çok cömert

CEVÂHİR : Ottoman Turkish

değerli taşlar

CEVÂMİ' : Ottoman Turkish

Toplu olan şeyler. * Câmi'ler. Mescidler

CEVÂMİ-ÜL KELİM : Ottoman Turkish

Lâfızları az, mânâsı çok kelâmlar, sözler, ibâreler, fıkralar. (Bak: Câmi-ül kelim)

CEVÂMİD : Ottoman Turkish

cansızlar

CEVÂMİÜLKELÎM : Ottoman Turkish

zengin mânâlı sözler

CEVÂMÎ : Ottoman Turkish

toplayıcı olan şeyler

CEVÂNİB : Ottoman Turkish

yanlar, taraflar

CEVÂRİH : Ottoman Turkish

organlar

CEVÂSİS : Ottoman Turkish

casuslar, ajanlar

CEVŞ : Ottoman Turkish

(C.: Cevâşin) Demir gömlek. * Göğüs. * Orta

CEVŞEN : Ottoman Turkish

" ""zırh"" mânâsında Peygamberimizin emsalsiz duası."

CEVŞEN-İ KEBÎR : Ottoman Turkish

Büyük zırh. Peygamberimiz Hz. Muhammed'e (A.S.M.) vahiyle gelen en azîm ve en mühim bir münâcâtın ismidir. Bu harika münâcât, mârifetullahda terakki eden bütün âriflerin münâcâtının fevkindedir. Bin hâsiyeti olan ve bin Esmâ-i Hüsnâ'yı içine alan emsalsiz bir münâcât-ı Peygamberiyedir

CEVŞEN-PÛŞ : Ottoman Turkish

f. Zırhlı, zırh giyen

CEVŞENÜLKEBÎR : Ottoman Turkish

Peygamberimize vahiy ile gelen büyük bir dua

CEVŞİR(E) : Ottoman Turkish

f. Arpa çorbası. * Çulha

CEY'E : Ottoman Turkish

Gelmek

CEYA' : Ottoman Turkish

Yağmur

CEYAR : Ottoman Turkish

Gadaptan ve açlıktan dolayı göğüste olan hararet