Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
CEZALET-İ NAZMİYE : Ottoman Turkish

Kur'an-ı Kerim'deki kelime ve harflerin harika bir ahenk ve münâsebet ile nazm ve tertibindeki cezâlet

CEZAZE : Ottoman Turkish

Ekin biçmek. * Hurma kesmek. * Kıl ve yün kırkmak

CEZB : Ottoman Turkish

Kendine doğru çekme. * İçme

CEZB : Ottoman Turkish

kendine çekme

CEZBE : Ottoman Turkish

Tas: Meczubiyet, istiğrak. Allah'ı hatırlayıp Allah sevgisi ile kendinden geçer bir hale gelme

CEZBE : Ottoman Turkish

Allah sevgisiyle kendinden geçme hâli

CEZBE-EDA : Ottoman Turkish

f. Cezbeli olmak. Çekici olmak

CEZBEDAR : Ottoman Turkish

f. Cezbeli, çekici

CEZBEDARÂNE : Ottoman Turkish

Allah sevgisiyle kendinden geçercesine

CEZBEKÂRÂNE : Ottoman Turkish

cezbeye tutulmuşçasına

CEZBETMEK : Ottoman Turkish

Çekmek, ikna etmek, sevdirmek

CEZEA : Ottoman Turkish

(C.: Cezaât-Cizâ) Beş yaşına girmiş deve. * İki yaşına girmiş koyun. * Üç yaşına girmiş sığır ve at

CEZEB : Ottoman Turkish

Adamın ağzında tükrüğü kesilmek. * Hayvanın sütü az olmak

CEZEBAT : Ottoman Turkish

(Cezbe. C.) Cezbeler. (Bak: Cezbe)

CEZEL : Ottoman Turkish

(C.: Cezlan) şâd olmak

CEZER : Ottoman Turkish

Havuç. * Aslanın yediği et

CEZF : Ottoman Turkish

Kesmek. * Sürmek. * Evmek

CEZF (CÜZÂF) : Ottoman Turkish

Bir şeyi ölçmeden tartmadan almak

CEZH : Ottoman Turkish

Hediye, atâ, bahşiş vermek

CEZİA : Ottoman Turkish

(C.: Cezâyi) Koyun sürüsü

CEZİL : Ottoman Turkish

Bol. Çok. * Edb: Peltek ve bozuk olmayan kelime

CEZİM : Ottoman Turkish

(Bak: Cezm)

CEZİR : Ottoman Turkish

(Bak: Cezr)

CEZİRE : Ottoman Turkish

Ada. Dört tarafı su ile çevrilmiş toprak parçası.(Üç tarafı su ile çevrili kara parçasına yarımada denir.)

CEZİRET-ÜL ARAB : Ottoman Turkish

Arabistan yarımadası