Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
CÜLLAH : Ottoman Turkish

Çok sel

CÜLLAS : Ottoman Turkish

(Câlis. C.) Cülus edenler, oturanlar

CÜLLE : Ottoman Turkish

Hurma koydukları kap. * Hurma yükü

CÜLMUD : Ottoman Turkish

Kaya

CÜLMÜD : Ottoman Turkish

Sesi çok çıkan ve kuvvetli olan kimse

CÜLUBE : Ottoman Turkish

Başka yerden satmaya getirilen şey

CÜLUD : Ottoman Turkish

(Cild. C.) Ciltler, hayvan derileri

CÜLUL : Ottoman Turkish

Kişinin, yerinden başka yere çıkması

CÜLUS : Ottoman Turkish

Oturuş. Oturma. * Padişahın taht'a oturması

CÜLUS-U HÜMÂYUN : Ottoman Turkish

Padişahın taht'a oturma merâsimi

CÜLUSİYYE : Ottoman Turkish

Taht'a çıkan hükümdarlar veya padişâhlar için yazılmış yazı veya söylenmiş şiir. * Hükümdarın tahta çıktığı ilk gün verdiği bahşiş

CÜLZA : Ottoman Turkish

Sağlam deve

CÜLÛS : Ottoman Turkish

tahta çıkma

CÜLÜBAN : Ottoman Turkish

Sahtiyandan yapılan dağarcığa benzer bir kap

CÜLÜNBAK : Ottoman Turkish

Diş gıcırtısı. * Kapı gıcırtısı

CÜMA' : Ottoman Turkish

Toplamak. Cem'etmek

CÜMAH : Ottoman Turkish

Kibirlenmek

CÜMALE : Ottoman Turkish

(C.: Cümâlât) Gemi urganı

CÜMAME : Ottoman Turkish

(C.: Cümâm) Yuvarlak inci. Kıymetli taş. Gümüşlü boncuk. Büyük inci tanesi. Gümüşten yapılıp dizilen inci gibi toplar

CÜMAN : Ottoman Turkish

İri inci

CÜMANE : Ottoman Turkish

Tek inci

CÜMASE : Ottoman Turkish

Soğuk, berd

CÜMAZ : Ottoman Turkish

Gümüşlü boncuk

CÜMBÜŞ : Ottoman Turkish

(Bak: Cünbiş)

CÜMCÜME : Ottoman Turkish

(C.: Cemâcim) Baş kemiği, kafatası. * Ağaç çanak. * Arabdan bir kabile