Ottoman Turkish
AHMAK-UL HUMAKA : Ottoman Turkish
Ahmakların en ahmağı
AHMAKANE : Ottoman Turkish
f. Ahmakçasına, ahmak olana yakışır şekilde
AHMAKANE : Ottoman Turkish
ahmakça, budalaca
AHMAKİYET : Ottoman Turkish
Ahmaklık, akılsızlık
AHMAKÎ : Ottoman Turkish
Akılsızlık, ahmaklık
AHMAL : Ottoman Turkish
(Haml. C.) Yükler. * Ağır şeyler. Eşya, ağırlık
AHMAL Ü ESKAL : Ottoman Turkish
Ağır yükler
AHMAS : Ottoman Turkish
(Hums. C.) Beşte birler, humslar
AHMAS-ÜL KADEM : Ottoman Turkish
Ayak tabanı
AHMED : Ottoman Turkish
çok hamdeden, övülmeye en lâyık olan
AHMED İBN-İ HANBEL : Ottoman Turkish
(Bak: Hanbelî, İmam-ı Hanbel)
AHMED-İ BEDEVÎ : Ottoman Turkish
"(Seyyid) (Hi.
675) Mısır'ın en büyük velilerindendir. Hz. Ali neslinden gelir. Bir çok lâkabı vardır. Ona Afrika bedevileri tarzında (yüzü örten peçe) taşıdığından dolayı (el-Bedevi) deniyordu. 626 yılına doğru onda deruni bir tahavvül vukua geldi. Yedi kıraat üzere Kur'an okudu ve Şafii fıkhı tahsil eyledi. Kendisini ibadete vakfeyledi ve kendisine yapılan izdivaç teklifini reddeyledi. Berlindeki bir yazmada bu hususta şunlar yazılıdır: ""Cennet hurilerinden başka hiçbir kadın ile evlenmemeğe ahdettim."" Kerametler ve harikalar göstermiştir. Geceleri Kur'an okumak âdeti idi. Aktab-ı Erbaa'dandır. (R.A.)"
AHMED-İ FÂRUKÎ : Ottoman Turkish
"(Hi.
1034) (İmam-ı Rabbanî) Hz. Ömer (R.A.) ahfadından olduğundan Fârukî denilmiştir. Kendisi demiştir ki: ""Hakaik-i imaniyeden bir mes'elenin inkişafını, binler ezvak ve mevâcid ve kerâmata tercih ederim."" Hem demiş ki: ""Bütün tarikatların nokta-i müntehası hakaik-i imâniyenin vuzuh ve inkişâfıdır."" Bu zatın büyük ve çok kerametleri görülmüş ve müceddidiyet vazifesini bihakkın ifâ etmiştir. Nakşi tarikatının kahramanı ve bir güneşi hükmünde olduğu Risale-i Nur'dan ""Mektubat"" isimli eserde mezkurdur. (R.A.) (Bak: Müceddid)"
AHMED-İ MUHTAR : Ottoman Turkish
Hz. Muhammed (A.S.M.) Efendimiz
AHMED-İ RÜFÂÎ : Ottoman Turkish
(Hi:
578) Büyük bir veliyullahtır. Pek çok kerametleri görülmüştür. İmam-ı Musa Kâzım Hazretlerinin evlâtlarından olup, dine büyük hizmetler etmiştir. (R.A.)
AHMED-İ SÜNUSÎ : Ottoman Turkish
(Bak: Sünusî)
AHMER : Ottoman Turkish
Kırmızı
AHMER : Ottoman Turkish
kırmızı
AHMES : Ottoman Turkish
Kuvvetli, yiğit. Kahraman, cesur, şecaatli, bahadır
AHMEZ : Ottoman Turkish
Daha metin, daha sağlam, daha çetin
AHMEŞ : Ottoman Turkish
İnce, dakik
AHNA : Ottoman Turkish
Çapraz ve birbirine zıt işler. Çarpık, eğri şeyler
AHNA' : Ottoman Turkish
Çok alçak gönüllülük, mütevazilik
AHNAS : Ottoman Turkish
(Hıns. C.) Yeminden dönmeler. Yalan yeminler
AHNEF : Ottoman Turkish
Ayakları çarpık ve eğribüğrü olan
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani