Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
DAGDAGA : Ottoman Turkish

Dişi olmayan kadın. * Kurdun et yemesi. * Yemeği iki çene arasında geve geve yemek

DAGF : Ottoman Turkish

Almak

DAGFASA : Ottoman Turkish

Semizlik, şişmanlık, besililik, etlilik. * Bol geniş nesne

DAGİ : Ottoman Turkish

(Bak: Tâgi)

DAGİB : Ottoman Turkish

Tavşan sesi

DAGİT : Ottoman Turkish

Yanında bir kuyu daha olduğundan suyu çekilip kokan kuyu

DAGM : Ottoman Turkish

Isırmak

DAGMA' : Ottoman Turkish

Yüzünün rengi siyaha yakın olan dişi koyun

DAGMİRE : Ottoman Turkish

Karıştırmak, halt

DAGN : Ottoman Turkish

Meyletmek, yönelmek. * Kin tutmak

DAGR : Ottoman Turkish

şiddetle def'etmek. * Bir yere girmek

DAGRE : Ottoman Turkish

Bir şeyi kapıp almak

DAGS : Ottoman Turkish

(C.: Adgas) Rüyâ karışıklığı. * Karışık olmak

DAGT : Ottoman Turkish

Zahmet. Meşakkat. * Bir şeyi bir yere zorla sıkıştırmak. Sıkışmak

DAGUL : Ottoman Turkish

f. Dolandırıcı, hileci, hile yapan

DAGV : Ottoman Turkish

Kedi veya tilki çağırmak

DAGVE : Ottoman Turkish

(C.: Degavât-Degayât) Huyu yaramaz olmak, hulku çirkin olmak

DAGZ : Ottoman Turkish

Yutmak. * Defetmek. * İğrenmek. * Cimâ etmek

DAGÎGA : Ottoman Turkish

Sıvı hamur

DAGI(YYE) : Ottoman Turkish

Azgın, başkaldıran, isyan eden, âsi, anarşist

DAGISA : Ottoman Turkish

(C: Devâgıs) Diz üstünde hareket eden yuvarlakça kemik. * Sâfi su

DAGŞ : Ottoman Turkish

Hücum etmek

DAH : Ottoman Turkish

f. Hizmetçi, uşak, cariye. * On (10). Aşer. * Korkak. Alçak, aşağılık, âdi kimse

DAHA' : Ottoman Turkish

Kaba kuşluk vakti

DAHAL : Ottoman Turkish

Aldatmak, mekretmek