Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
DAĞDAĞA : Ottoman Turkish

Gürültü. Iztırab. Boş yere telâş ve zorluklar. * Tereddüt etmek, karar verememek. * Gıcıklamak

DAĞVARİ : Ottoman Turkish

f. Dağ gibi, dağ cesametinde. Dağ büyüklüğünde. Dağa benzer surette

DAĞVÂRÎ : Ottoman Turkish

dağ gibi

DAĞISTAN : Ottoman Turkish

f. Dağlık yer. * Kafkasya'nın kuzeydoğusunda ve Hazer Denizi'nin batı kıyılarında bulunan bir bölgedir ki, eskiden buraya Albanya denirdi

DAĞIT : Ottoman Turkish

Emin. * Nâzır, bakan. * Şiddet veren. * Üzüm toplamada kullanılan âlet

DAŞ : Ottoman Turkish

İsimlerin sonlarına eklenerek eşlik, refakat ve ortaklık bildirir. Meselâ: Arka-daş $
Refik

DAŞTE : Ottoman Turkish

f. Köhne, harab olmuş, eskimiş, yıpranmış. * Mâlik olmuş

DAŞTEN : Ottoman Turkish

f. Tutmak, elde etmek, mâlik olmak, zimmetine geçirmek. * Zabtetmek, gasbetmek, almak. * Görüp gözetlemek. * Eskimek, yıpranmak, harab olmak, köhneleşmek

DE'B : Ottoman Turkish

Bir işde devam ve iltizamla emek çekip çalışmak. * Adet, usul, tarz, kaide. * Şân. * Emir. * Kâr. * Tardeylemek

DE'B-İ EDEB : Ottoman Turkish

Edebî usul, kaide. Edeb kaidesi. Edebiyat âdeti, şekli, tarzı

DE'DA : Ottoman Turkish

Her ayın son günü. * Şaban'ın son günü. * Çok karanlık gece

DE'L : Ottoman Turkish

Aldatmak. * Ahdi bozmak, sözü tutmamak

DE'LAN : Ottoman Turkish

Ağır yük getirmiş hayvanın yab yab yürümesi

DE'S : Ottoman Turkish

Yemek

DE'SA : Ottoman Turkish

Câriye

DE'Z : Ottoman Turkish

Boğmak. * Bir şeyi doldurmak

DEAİM : Ottoman Turkish

(Dıâme. C.) Destekler, payandalar, direkler

DEAVİ : Ottoman Turkish

(Davâ. C.) Dâvalar, mes'eleler

DEB' : Ottoman Turkish

Vurmak, darb

DEBABİC : Ottoman Turkish

(Dibâc. C.) Dallı, çiçekli ipek kumaşlar

DEBABİS : Ottoman Turkish

(Debbus. C.) Topuzlar

DEBABUD : Ottoman Turkish

İki ırgaçla dokunan bir bez cinsi

DEBAR : Ottoman Turkish

Mahvolmak. Helâk olmak

DEBAT : Ottoman Turkish

(C. Debâ) Uçmayan çekirge

DEBB : Ottoman Turkish

Hareket etmek. * Ağır ağır yürümek