Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
DEHAL : Ottoman Turkish

Aldatmak, mekir ve hile etmek

DEHALET : Ottoman Turkish

Sığınmak, aman dilemek, medet, yardım isteyiş

DEHALİZ : Ottoman Turkish

(Dehliz. C.) Dehlizler, holler, koridorlar

DEHAN : Ottoman Turkish

(Dıhen- Dahen) f. Ağız, Fem

DEHANE : Ottoman Turkish

f. Küp, testi, fırın ve bunlara benzer şeylerin ağzı

DEHANGÜŞA : Ottoman Turkish

f. Söyliyen, açılmış ağız, konuşan ağız

DEHAR : Ottoman Turkish

f. Mağara, dağ mağarası. Kovuk. Çatlak

DEHARİR : Ottoman Turkish

Zamânın şiddetleri

DEHARİS : Ottoman Turkish

Belâ. Şiddet

DEHAZ : Ottoman Turkish

f. Feryat, figan. Bağırıp çağırma. Yüksek sadâ ile medet isteme

DEHBEL : Ottoman Turkish

Yemekte lokmanın büyük olması. * Bir kuş adı

DEHDAK : Ottoman Turkish

Kesmek. Kat'

DEHDAN (DEHDEHÂN) : Ottoman Turkish

Develerin bir yere toplanması

DEHDEHE : Ottoman Turkish

Yuvarlamak, döndürmek

DEHDEHÎ : Ottoman Turkish

f. Hâlis altun

DEHEN : Ottoman Turkish

f. Ağız

DEHEN-ŞUY : Ottoman Turkish

Ağız temizleme, ağız yıkama

DEHHAŞE : Ottoman Turkish

Çok fazla derecede korkunç, dehşet verici

DEHİŞT : Ottoman Turkish

f. İttifak, ittihad, birlik. * Bir tarzda hareket, aynı şekilde hareket

DEHKEL : Ottoman Turkish

Zahmet, meşakkat. * şiddetli ve meşakkatli zaman.DEHKEM Â
Yaşlı adam. İhtiyar adam

DEHL : Ottoman Turkish

Zamandan bir saat. * Azca nesne

DEHLES : Ottoman Turkish

Kısa boylu kimse

DEHLİZ : Ottoman Turkish

(C.: Dehâliz) Hol, koridor. Ev ile kapı arası

DEHLİZ-İ CİNAN : Ottoman Turkish

Revak-ı uhreviye mânasında mecazî bir deyimdir. (Bak: Revâk-ı uhreviye)

DEHLÎZ : Ottoman Turkish

dar ve uzun geçit