Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
DELS : Ottoman Turkish

Karanlık, zulmet. * Bir şeyi saklamak, gizlemek. * Sonbaharda yapraklanan bir ot çeşiti

DELTA : Ottoman Turkish

yun. Nehirlerin taşıdığı toprakların (alüvyonları) akarsuyun, denize veya göle döküldüğü yerde yığılmasıyla meydana gelen kısım

DELUK : Ottoman Turkish

Dişleri kırılmış ve kütelmiş olan yaşlı deve. * Kınından çıkması kolay olan kılıç

DELV : Ottoman Turkish

(Delve) Kova. Su koyulan ve kuyudan su çekilen bakraç. * Oniki burçtan birinin adı

DELV : Ottoman Turkish

kova burcu

DELZ : Ottoman Turkish

Vurmak, darb

DELÂİL : Ottoman Turkish

deliller, kanıtlar

DELÂLAT : Ottoman Turkish

delâletler, delil olmalar

DELÂLET : Ottoman Turkish

delil olma, yol gösterme

DELÂLETEN : Ottoman Turkish

delil olarak, yol göstererek

DELÎL : Ottoman Turkish

yol gösterici, kanıt

DEM : Ottoman Turkish

kan, zaman, konu, kıvam

DEM VURMAK : Ottoman Turkish

t. Bir şeyden gelişigüzel bahsetmek

DEM' : Ottoman Turkish

Göz yaşı. Sürurdan veya keder sebebiyle ağlama neticesi gelen göz yaşı

DEM'A : Ottoman Turkish

Bir damla göz yaşı

DEM'A-RİZ : Ottoman Turkish

f. Ağlıyan, gözyaşı döken

DEM'AN : Ottoman Turkish

İçi iyice dolmuş olan. Ağız ağıza dolu kap

DEM-BESTE : Ottoman Turkish

f. Sesi soluğu kesilmiş, susmuş

DEM-GÜZAR : Ottoman Turkish

f. Yaşayan, vakit geçiren

DEM-İ CİVÂNÎ : Ottoman Turkish

Gençlik çağı

DEM-KEŞ : Ottoman Turkish

f. Nefes çeken, soluk çeken. * Devamlı öten bir güvercin cinsi. * Kaval, ney gibi çalgıları devamlı üfürenler. * Bazı kuşların, kübbül gibi uzun uzun ötenleri. * Şarap içen

DEM-KEŞİDE : Ottoman Turkish

f. Kafadar, arkadaş

DEM-SAZ : Ottoman Turkish

f. Arkadaş, refik, hem-dem, dost. Sırdaş

DEM-SAZÎ : Ottoman Turkish

f. Dostluk, arkadaşlık. Sırdaşlık