Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
DEMA : Ottoman Turkish

f. Her zaman. Vaktâki. * Soluk. Nefes. Hastalık sebebiyle tez tez solumak. * Ürpermek. * Dem. An

DEMADEM : Ottoman Turkish

f. Zaman zaman. An be an. Sık sık. Her vakit

DEMAGOG : Ottoman Turkish

yun. Demagoji yapan kimse

DEMAGOJİ : Ottoman Turkish

yun. Halkı kendi menfaati için okşama siyâseti. Halkın hoşuna gidecek sözlerle insanların sevgisini kazanarak kendi maksadını elde etmeğe çalışmak. Halk avcılığı. Cerbeze

DEMAGOJİ : Ottoman Turkish

güzel sözlerle halkı kandırma siyaseti

DEMAK : Ottoman Turkish

Tipi (Kış gününde rüzgârın karı her tarafa savurmasıdır.)

DEMAL : Ottoman Turkish

Ters. * Ekşimiş hurma

DEMAME : Ottoman Turkish

Çirkinlik

DEMAN : Ottoman Turkish

f. Heyecanlı. Hiddetli, hiddete kapılmış. * Vakit, zaman. An. * Bağırıp çağırma, feryat, figân. * Heybetli, güçlü, kuvvetli, azametli, cesim. * Kükremiş

DEMAN(İ) : Ottoman Turkish

Ters, terslik

DEMANKEŞ : Ottoman Turkish

f. Zaman, müddet, vakit, an

DEMAR : Ottoman Turkish

f. Helâk, mahv, telef, ölüm, mevt

DEMAR-ÂVER : Ottoman Turkish

f. İntikam alan, müntakim. Helâk eden

DEMBEDEM : Ottoman Turkish

f. Bazan. Vakit vakit. Arasıra

DEMBEDEM : Ottoman Turkish

zaman zaman

DEMC : Ottoman Turkish

Dühul etmek, girmek. * Mestur olmak, örtünmek

DEMCELE : Ottoman Turkish

(C.: Demâcil) Şişman kadın. * Huyu, hilkati güzel, iyi kadın

DEMDEM : Ottoman Turkish

Yüce, yüksek yer

DEMDEME : Ottoman Turkish

f. Hiddetli söz. Avâz. Hoşa gitmeyen sesler. * Sinek vızıltısı. * Öğütmek. Sürte sürte ezmek. * Azab vermek, eziyet etmek. * Hile. * Davul. * şöhret, nam, ün

DEMDEME : Ottoman Turkish

vızıltı, ses

DEME : Ottoman Turkish

f. Ateş körüğü

DEMEKMEK : Ottoman Turkish

Katı, şedid. * Çok kuvvetli kimse

DEMENDAN : Ottoman Turkish

f. Cehennem. * Ateş, nar

DEMENDE : Ottoman Turkish

f. Saldırıp kükreyen. * Üfleyen

DEMES : Ottoman Turkish

(C.: Dimâs) Yumuşak kumlu yer