Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
DERYA-YI UMMAN : Ottoman Turkish

Açık deniz. Umman Denizi. Okyanus

DERYAB : Ottoman Turkish

f. Akıllı, anlayışlı, müdrik

DERYAN : Ottoman Turkish

Bilmek, ilim

DERYANİYE : Ottoman Turkish

Hörgücü ikiden fazla olan sığır nevi

DERYAÇE : Ottoman Turkish

f. Göl, küçük deniz

DERYUZ : Ottoman Turkish

f. Dilencilik

DERZEN : Ottoman Turkish

f. İğne

DERÂKAB : Ottoman Turkish

hemen, derhâl

DERÂRÎ : Ottoman Turkish

parlak yıldızlar, renkli şeyler

DERÇİN RESMİ : Ottoman Turkish

Kesilen hayvanlardan alınan bir cins vergi

DERÛN : Ottoman Turkish

iç, gönül

DERÛNÎ : Ottoman Turkish

içle ilgili, içten

DES : Ottoman Turkish

f. Eş, eşit, müsâvi, benzer, denk

DES' : Ottoman Turkish

Def'etmek kovmak. * Ağız dolusu kusmak

DESAİS : Ottoman Turkish

(Desise. C.) Vesveseler, desiseler. Gizli hileler

DESAİS-İ ŞEYTANİYYE : Ottoman Turkish

şeytanca desiseler, hileler

DESAK : Ottoman Turkish

Bir kabın dolduktan sonra taşıp dökülmesi

DESATİR : Ottoman Turkish

"(Düstur. C.) Düsturlar, kaideler. (Desatir-i hikmet, nevamis-i hükümetle; kavanin-i hak, revabıt-ı kuvvetle imtizac etmezse cumhur-u avamda müsmir olamaz. M.)"

DESATİR-İ HİKMET : Ottoman Turkish

Hikmet düsturları. Hikmet ve maslahatın iktiza ettirdiği kaideler

DESATİR-İ ÂLİYE : Ottoman Turkish

Yüksek ve ulvi düsturlar ve kaideler

DESEM : Ottoman Turkish

(C.: Düsum) Yağ. * Uyuz

DESEN : Ottoman Turkish

Fr. Eşyanın, rengini göstermeden, yalnız şeklinin bir satıh üzerine çizilmişi. * Bir kumaşı süsleyen şekiller

DESFAN : Ottoman Turkish

(C.: Desâfi) Bir şeye tâlip olan kişi

DESİ' : Ottoman Turkish

İki omuz arasında boyun battığı yer

DESİA : Ottoman Turkish

Atâ, bahşiş, hediye. * Huy, hulk, tabiat