Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
DESTAR : Ottoman Turkish

f. Sarık, imâme, başa sarılan tülbent

DESTAR-ÇE : Ottoman Turkish

f. Mendil

DESTAR-I HÜMAYUN : Ottoman Turkish

Pâdişah sarığı

DESTARBEND : Ottoman Turkish

f. Sarık saran, sarıklı

DESTBEDEST : Ottoman Turkish

el ele

DESTE : Ottoman Turkish

f. Tutam, bağ, demet, kabza. * Muin, mededkâr. * Süpürge. * Küstah

DESTE : Ottoman Turkish

demet, tutam

DESTE-DAD : Ottoman Turkish

f. El veren, yardım eden

DESTE-DAD-I TESLİM : Ottoman Turkish

f. Teslim elini veren, itaat eden, uyan

DESTE-ÇUB : Ottoman Turkish

f. Sopa, değnek

DESTEC : Ottoman Turkish

Desti. * Kola takılan bilezik

DESTEK : Ottoman Turkish

f. Bir şeyin yıkılıp devrilmemesi için, o şeye vurulan payanda, dayanak. * Küçük el. * Yün ve pamuk gibi şeyleri eğirmeye yarıyan âlet

DESTEK : Ottoman Turkish

dayanak

DESTGÂH : Ottoman Turkish

tezgâh, işyeri

DESTİ : Ottoman Turkish

f. Testi

DESTİNE : Ottoman Turkish

f. Bilezik, el bileziği

DESTROYER : Ottoman Turkish

ing. Çok sür'atli giden küçük savaş gemisi, torpido muhribi

DESTUR : Ottoman Turkish

f. İzin, müsaade. Şerlilerden kurtulmak için söylenen söz. * Allah'ın inayeti

DESTUR (DÜSTUR) : Ottoman Turkish

Asıl. * Kanun. * Vezir-i azam, baş vezir

DESTÛR : Ottoman Turkish

izin

DESÂİS : Ottoman Turkish

desiseler, hileler, oyunlar

DESÂTİR : Ottoman Turkish

düsturlar, ilkeler

DESÂTİR-İ İLMİYE : Ottoman Turkish

İlmin düsturları. İlmin icab ettirdiği kaideler

DESÂTİR-İ İSLÂMİYE : Ottoman Turkish

İslâma ait kaide ve düsturlar

DESÎSE : Ottoman Turkish

hile, oyun