Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
DETEKTİF : Ottoman Turkish

(Bak: Dedektif)

DETERMİNANT : Ottoman Turkish

Fr. Denklemlerin çözümlerini rahatlıkla bulmaya yarayan matematiksel tablo

DEV : Ottoman Turkish

şeytan, ifrit, cin.DE'V
Aldatmak, hud'a

DEV : Ottoman Turkish

masallarda geçen korkutucu varlık

DEVA : Ottoman Turkish

İlâç, çare. Hastalığın iyi olmasına sebeb olan gıda

DEVA NA-PEZİR : Ottoman Turkish

Devâsı bulunmaz hastalık

DEVA-SAZ : Ottoman Turkish

f. Çâre bulan, ilâç tertip eden

DEVABB : Ottoman Turkish

(Dabbe. C.) Binek hayvanları. Hayvanlar. * Yürüyenler

DEVAC : Ottoman Turkish

f. Üste örtünecek şey. Yorgan

DEVADAR : Ottoman Turkish

f. Devâlı, devâ verici, iyileştiren

DEVAHİ : Ottoman Turkish

(Dâhiye. C.) Büyük belâler. Afetler. Kazâlar. * Çok üstün zekâ sahipleri

DEVAHİL : Ottoman Turkish

(Dâhile. C.) İçler, batınlar

DEVAHİN : Ottoman Turkish

(Dâhine. C.) Duman çıkaran bacalar

DEVAİ : Ottoman Turkish

(Dâiye. C.) Batından, içten gelen bir duyguyu teşvik edici hâlât

DEVAİR : Ottoman Turkish

(Dâire. C.) Daireler. Resmî işlerin görüldüğü yerler

DEVAİR-İ ASKERİYE : Ottoman Turkish

Askerî daireler

DEVAİR-İ DEVLET : Ottoman Turkish

Devlet daireleri

DEVAİR-İ MÜTEDAHİLE : Ottoman Turkish

İç içe daireler

DEVAİR-İ RESMİYE : Ottoman Turkish

Resmî daireler

DEVALÜASYON : Ottoman Turkish

Fr. Paranın değerinin düşürülmesi

DEVAM : Ottoman Turkish

Bir halde bulunma, sürekli olma, daimîlik. * Bir işe veya bir memuriyete gidip gelme. * Sebat

DEVAM : Ottoman Turkish

sürüp gitme

DEVAN : Ottoman Turkish

f. Hızlı yürüyen, koşan, seğirten

DEVANİK : Ottoman Turkish

(Dânık. C.) Bir dirhemin dörtde birleri

DEVAR : Ottoman Turkish

Baş dönmesi hastalığı