Ottoman Turkish
DEVKES : Ottoman Turkish
Arslan. * Çok adet, çok miktar
DEVLE (DÜVLE) : Ottoman Turkish
"""Devlet"" kelimesinin Arapça tabirlerde geçen bir şekli. * İki asker muharebe ettiklerinde birinin diğerine galip olması. (Düvlet malda; devlet harpte ve mertebede kullanılır.)"
DEVLET : Ottoman Turkish
"Sınırları belli olan bir memleketin sahibi olan insanların kurduğu siyasî, hukukî, idarî mahiyetteki merkezî teşkilât. Devlet, teşekkül tarzı, takip ettiği esas siyaset, temsil ettiği hâkimiyet ve iktidarın mahiyeti bakımından çeşitlere ayrılır:
Kapitalist Devlet: İktisadî siyasete, şahsî mülkiyet, şahsî teşebbüs ve serbest rekabete dayanan, iktidar ve hâkimiyetin kapitalist sınıfın elinde bulunduğu devlet şeklidir.
Sosyalist ve Komünist Devlet
Şahsî mülkiyeti ortadan kaldıran, yerine işçi sınıfı adına devlet mülkiyetini ikame eden, işçi sınıfı hâkimiyeti namı ile komünist partisi diktatörlüğünü getiren devlet şeklidir.Bu iki devlet şeklinin iktisad siyasetleri ile siyasî iktidar ve hâkimiyet anlayışları farklı olmakla beraber devlet idaresinde dine yer vermemekte birleşirler.
Faşist Devlet: Menfî milliyet ve unsuriyet fikrini siyasette hâkim kılan, şahsî teşebbüse müsaade eden; fakat devletin vesayeti ve hâkimiyeti altına alan, meslek zümreleri adına iktidar ve hâkimiyeti tek parti ve şefinin eline veren devlet şeklidir.
Teokratik Devlet: Hâkimiyet ve iktidarın, ruhban sınıfının elinde bulunduğu bir devlet şeklidir. Daha çok Hristiyan âleminde asırlar boyunca bu devlet şekli cemiyet ve milletlere hükmetmiş, fakat tahrif edilmiş İncil'e sâhib oldukları ve İlâhî iktidar ve hâkimiyet yerine ruhban sınıfının hâkimiyet ve iktidarını ikame ettikleri için, insanın fıtratındaki hakikatı taharri ve hürriyet fikri galebe çalarak bu devlet ve idare şekli Fransız ihtilâliyle yıkılmış, fakat ihtilâlciler ve muakibleri beşeriyeti yeniden ıztırablara dûçar eden kapitalist, sosyalist ve faşist sistemlerden başka birşey getirememişlerdir. Çünki hareket ve istinad noktaları beşerî fikir ve ölçüler olup materyalist (maddeci) dünya görüşlerinin zarurî neticesi olarak teavün yerine cidal; hak yerine kuvvet; iktisat yerine ihtiyaçları tezyid ve tahrik ettiklerinden beşeriyetin huzur ve saadetlerini bozdular.
İslâm Devleti: İktidar ve hâkimiyeti milliyet ve unsuriyet, yahut içtimaî sınıflarda veya ruhban sınıfında değil; yalnız Allah'ta kabul eder. Halkı veya siyasî temsilcisi olan kişiyi yahut meclisleri, İlâhî iktidar ve hâkimiyetin tatbikçi memurları olarak kabul eder.(Zaman-ı sâbıkta revabıt-ı içtima ve levazım-ı taayyüş ve fevaid-i medeniyet o kadar tekessür ve teşa'ub etmediğinden, bazı kalil adamların fikri, devletin idaresine yarı kâfi gibi idi. Amma bu zamanda revabıt-ı içtima o kadar tekessür etmiş ve levazım-ı taayyüş o derece taaddüt etmiş ve semerat-ı medeniyet o kadar tefennün etmiş ki, ancak yalnız kalb-i millet hükmünde olan meclis-i meb'usan ve fikr-i ümmet makamında olan meşveret-i Şer'î ve seyf ve kuvvet-i medeniyet menzilinde bulunan hürriyet-i efkâr o devleti taşıyabilir ve idare ve terbiye edebilir. R.N.)"
DEVLET : Ottoman Turkish
ülkeyi yönetmek için örgütlenmiş siyasî topluluk
DEVLET Ü İKBAL : Ottoman Turkish
Ulviyet ve iyi tâlih
DEVLET-ABADÎ : Ottoman Turkish
f. Hindistan'ın Devlet-âbâd şehrinde imal edilen ve güzel san'atlarda kullanılan bir çeşit kâğıt
DEVLET-İ ÂLİYE : Ottoman Turkish
Osmanlı İmparatorluğu
DEVLET-MEAB : Ottoman Turkish
Devletin saadet ve ihtişamının sığınacağı yer, hükümdar
DEVLET-MEDAR : Ottoman Turkish
Büyüklük merkezi olan (hükümdar)
DEVLETHANE : Ottoman Turkish
f. Ev, köşk, konak
DEVLETLİ (DEVLETLÜ) : Ottoman Turkish
f. Eskiden vezir ve müşir gibi büyük rütbeli kimselere verilen bir ünvan
DEVLETLÜ NECÂBETLÜ : Ottoman Turkish
Osmanlılar zamanında şehzâdeler için kullanılan bir tabirdir
DEVLETLÜ RE'FETLÜ : Ottoman Turkish
Eskiden seraskerler için kullanılan ünvan
DEVLETLÜ SEMÂHATLÜ : Ottoman Turkish
Zamanında Şeyh-ül İslâmlara verilen bir ünvan
DEVLETLÜ UTUFETLÜ : Ottoman Turkish
Vezirlere, müşirlere, padişah damatlarına verilen ünvan
DEVLETÇİLİK : Ottoman Turkish
Halk işlerinin, hususan büyük sanayi ve ziraatin devlet vasıtası ile işletmesi usulü. Cemiyetin umuma âid olan işleri ve bu işler için lâzım gelen teşkilât, müessese ve sâirelerini devlet eliyle yapılmasını kabul eden idâre sistemi. * Halkın hususi teşebbüslerini veya büyük müesseselerini devlete devretmek fikri. (Bunun ifratı fertlere ve millete zulümdür ve dinsizlik rejimi olan komünizme giden bir usuldür.)
DEVR : Ottoman Turkish
f. Casus, hafiye
DEVR : Ottoman Turkish
devir, dönem, dönme, dolaşma, aktarma
DEVR-HAN : Ottoman Turkish
f. Kur'an-ı Kerim'i devamlı okuyup devreden kişi
DEVR-İ BÂTIL : Ottoman Turkish
Man: Kısır devir. Bir hükmü ikinci bir hüküm ile, bunu da birincisi ile isbatlamaya çalışma yolu
DEVR-İ DİL-ÂRÂ : Ottoman Turkish
En hoş devir. Gönlü hoş eden zaman
DEVR-İ EBVAB : Ottoman Turkish
Kapı kapı gezip dolaşmak
DEVR-İ FELEK : Ottoman Turkish
(Bak: Devr-i zaman)
DEVR-İ KASIR : Ottoman Turkish
(Devre-i kasire) Fiz: Kısa devre
DEVR-İ LÂLE : Ottoman Turkish
Lâle devri, lâle mevsimi, lâle zamanı
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani