Ottoman Turkish
DUÂ-YI FİİLÎ : Ottoman Turkish
Fiil ile yapılan dua. Yâni: İstenilen şeyin sebeplerini yerine getirmeye çalışmak
DUÂ-YI HAYR : Ottoman Turkish
Hâyırlı dua, hayır isteyen dua
DUÂ-YI KAVLÎ : Ottoman Turkish
Sözle yapılan dua ki bildiğimiz meşhur duâlardır
DUÂ-YI MÜSTECAB : Ottoman Turkish
Kabul olunan dua
DUÂGÛ : Ottoman Turkish
(Duâhân) f. Duâ okuyan. Duâ eden
DUŞAB : Ottoman Turkish
f. Hurma ve üzüm pekmezi. Pekmez
DUŞİZE : Ottoman Turkish
(C.: Duşizegân) f. Kız, bâkire. El değmemiş
DÂ : Ottoman Turkish
hastalık
DÂ' : Ottoman Turkish
(C: Edvâ) Maraz, hastalık. * Meşakkat, zahmet
DÂ-ÜL-EFRENC : Ottoman Turkish
Frengi hastalığı
DÂ-ÜL-KALB : Ottoman Turkish
Tıb: Kalb hastalığı, yürek çarpması
DÂ-ÜS-SILÂ : Ottoman Turkish
Sıla hasreti. Vatan hasreti. Kavuşma hasreti
DÂBB : Ottoman Turkish
kertenkele
DÂBBE : Ottoman Turkish
Yürüyen mahluk. Debelenen
DÂBBE : Ottoman Turkish
yürüyen yaratık
DÂBBE-SÜVÂR : Ottoman Turkish
f. Hayvana binen, binici
DÂBBET-ÜL ARZ : Ottoman Turkish
"Hadis-i şerifle âhir zamanda olacağı haber verilen ve âhir zaman alâmetlerinden olan bir nevi mahluk. (Cenâb-ı Hakk'a itâat etmeyenleri içlerinden kemireceği ve yiyeceği bildirilen dehşetli bir mahluk tâifesi.)(Kur'ânda, gayet mücmel bir işaret ve lisân-ı hâlinden kısacık bir ifâde, bir tekellüm var. Tafsili ise; ben şimdilik, başka mes'eleler gibi kat'i bir kanaatla bilemiyorum. Yalnız bu kadar diyebilirim: $ Nasıl ki Kavm-i Fir'avne ""Çekirge âfâtı ve bit belâsı"" ve Kâbe tahribine çalışan Kavm-i Ebrehe'ye ""Ebâbil kuşları"" musallat olmuşlar. Öyle de: Süfyan'ın ve deccalların fitneleriyle bilerek, severek isyan ve tuğyana ve ""Ye'cüc ve Me'cüc""ün anarşistliği ile fesada ve canavarlığa giden ve dinsizliğe, küfür ve küfrana düşen insanların akıllarını başlarına getirmek hikmetiyle arzdan bir hayvan çıkıp musallat olacak, zir ü zeber edecek. Allahu a'lem, o dâbbe bir nev'dir. Çünki gayet büyük birtek şahıs olsa, her yerde herkese yetişmez. Demek dehşetli bir tâife-i hayvaniye olacak. Belki $ âyetinin işaretiyle, o hayvan, dâbbet-ül arz denilen ağaç kurtlarıdır ki; insanların kemiklerini ağaç gibi kemirecek, insanın cisminde dişinden tırnağına kadar yerleşecek. Mü'minler iman bereketiyle ve sefâhet ve su-i istimâlâttan tecennübleriyle kurtulmasına işâreten, âyet, iman hususunda o hayvanı konuşturmuş. Ş.)"
DÂBBETÜLARZ : Ottoman Turkish
âhirzaman alâmeti olan bir yaratık
DÂBİRET-ÜL İNSAN : Ottoman Turkish
İnsanın ökçe siniri
DÂBİRET-ÜT TUYUR : Ottoman Turkish
Kuşların, ayakları arasındaki parmak
DÂCİN : Ottoman Turkish
ir nevi kuş
DÂD : Ottoman Turkish
"f. Adâlet. Hak, doğruluk. * İnsaf. * Vergi, ihsan, atiyye. * Ömür. * Sızlanma. (Adâletle dâd arasında fark vardır; adâlet, binefsihi adâlet edip zulmetmemektir. Dâd ise, başkasının zulmünü def ve izâle eylemektir. L.R.)"
DÂD : Ottoman Turkish
vergi, ihsan
DÂD U SİTED : Ottoman Turkish
Alış veriş
DÂD-BAHŞ : Ottoman Turkish
f. Hakkı yerine getiren, adaletli
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani