Ottoman Turkish
DÂR-ÜL İSLÂM : Ottoman Turkish
(Bak: Dârülislâm)
DÂR-ÜL KARAR : Ottoman Turkish
Kararlı surette kalınan, kıyametten sonraki yer. Cennet. Dâr-ül Beka
DÂR-ÜL MAARİF : Ottoman Turkish
Sultan Mecid zamanında Valide Sultan'ın İstanbul'da Sultan Mahmud türbesi civarında yaptırmış olduğu mekteb
DÂR-ÜL MESAİ : Ottoman Turkish
Çalışma yeri. Mesai yeri. Atölye
DÂR-ÜL MÜLK : Ottoman Turkish
Başkent, baş şehir
DÂR-ÜL ULÛM : Ottoman Turkish
İlimler yurdu. Medrese. Ders görülen yer
DÂR-ÜN NEDVE : Ottoman Turkish
Müslümanlıktan evvel, Kureyş kabilesinin münakaşalar için toplandığı bir yerin adı olup, Kusey ibn-i Kilâb tarafından kurulmuştur. (Sonradan Hz. Muhammed'e (A.S.M.) karşı bulunanların toplanmalarından dolayı fesat ve münafıkların toplandıkları yer mânâsına kullanılmaya başlanmıştır.)
DÂR-ÜS SALTANA(T) : Ottoman Turkish
Saltanat yeri. İstanbul
DÂR-ÜS SAÂDE : Ottoman Turkish
Saâdet yeri, saray
DÂR-ÜS SELÂM : Ottoman Turkish
Cennet. Selâmet ve eminlik yeri. * Bağdatın eski ismi
DÂR-ÜS SIHHA : Ottoman Turkish
Hastahâne
DÂR-ÜŞ ŞİFÂ : Ottoman Turkish
Şifa yurdu, sağlık yurdu. * Tımarhâne
DÂR-I BEKA : Ottoman Turkish
f. Âhiret. Bâki olan yer. (Mâdem dünyada hayat var, elbette insanlardan hayatın sırrını anlayanlar ve hayatını su-i istimâl etmeyenler, Dâr-ı Beka'da ve Cennet-i Bâkiye'de hayat-ı bâkiyeye mazhar olacaklardır. L.)
DÂR-I CİNAN : Ottoman Turkish
f. Cennet yurtları. Cennetler
DÂR-I DÜNYA : Ottoman Turkish
f. Bu dünya memleketi. Dünya. (Dâr-ı fenâ da denir.)
DÂR-I EMÂN : Ottoman Turkish
Müslümanların zimmetini kabul eden veya müslümanlarla sulh halinde olan, gayr-i müslim bir ahalinin memleketi
DÂR-I FENÂ : Ottoman Turkish
Dünya. Bu dünya
DÂR-I İMTİHAN : Ottoman Turkish
"İmtihan yeri. * Dünya. * Dar-ı mihnet, meydân-ı ibtilâ gibi tâbirler de aynı mânada kullanılır. (Bak: İmtihan)(Din bir imtihandır. Teklif-i İlâhi bir tecrübedir. Tâ, ervâh-ı âliye ile ervâh-ı sâfile, müsabaka meydanında, birbirinden ayrılsın. Nasılki: Bir mâdene ateş veriliyor tâ, elmasla kömür, altınla toprak birbirinden ayrılsın. Öyle de, bu dâr-ı imtihanda olan teklifat-ı İlâhiyye bir ibtilâdır ve bir müsabakaya sevktir ki; istidad-ı beşer madeninde olan cevâhir-i âliye ile mevadd-ı süfliyye, birbirinden tefrik edilsin. Mâdem Kur'an, bu dâr-ı imtihanda; bir tecrübe suretinde, bir müsabaka meydanında, beşerin tekemmülü için nazil olmuştur. Elbette şu dünyevi ve herkese görünecek umur-u gaybiye-i istikbâliyeye yalnız işaret edecek ve hüccetini isbat edecek derecede akla kapı açacak. Eğer sarahaten zikretse; sırr-ı teklif bozulur. S.)"
DÂR-I RİDDE : Ottoman Turkish
Aslında Müslim iken sonradan irtidâd eden veya bir zaman İslâmiyeti kabul etmiş iken sonradan mürted olan şahısların hâkim bulundukları yer.(Darürridde, yani: Mürtedlerden müteşekkil bir taifenin istilâ ederek hakimiyetleri altına aldıkları yerler, bazı ahkâm itibariyle dar-ı harbden ayrılır. Meselâ: Dar-ı harb ahalisiyle musalâha akdi caiz olduğu hâlde, darürridde ahalisiyle caiz olmaz. Çünkü riddetin devamına cevaz verilemez. Şu kadar var ki, bunlar bir müddet düşünmek için mütareke talebinde bulundukları takdirde bakılır. Eğer müslümanların hakkında hayırlı görülürse bu mütarekeye muvafakat edilir. Ve eğer harb edilmesi daha muvafık görülürse bu mütarekeye muvafakat edilmez.Mütâreke kabul edildiği takdirde mukabilinde bir bedel, bir haraç alınamaz. Zirâ bu hâlde mütareke, bir akd-ı zimmete müşabih olur. Halbuki mürtedler, zimmete kabul edilemezler. Bu mütarekenin öyle iki-üç günlük, geçici bir zaman için olması icab etmez. Buna lüzumuna göre bir mühlet tayin edilir. (Ist. Fık. K.)
DÂR-I TEKLİF : Ottoman Turkish
Dünya. Allah'ın teklif ve emirleri ile vazifeli olduğumuz yer olan dünya. (Şu dâr-ı dünyâ meydân-ı imtihandır. Ve dâr-ı tekliftir. Hizmet yeridir. Lezzet ve ücret ve mükâfat yeri değildir. S.)
DÂR-I ZİMMET : Ottoman Turkish
"Müslümanların, ahid ve emânını ve himayesini kabul etmiş oldukları; gayr-i müslimlere mahsus yerler."
DÂR-I ŞURA-YI ASKERÎ : Ottoman Turkish
1296 yılında lağvolunan bu yüksek askeri meclis 1253 yılının muharrem ayında kurulmuştu. 1259 tarihinde çıkarılan kanun ile vazifesi tesbit edildi. Askeri ve mülki ricâlden onbir daimi, altı tane ise geçici azası bulunan bu mecliste bir reis ve bir de müftü yer alıyordu
DÂREYN : Ottoman Turkish
her iki dünya
DÂRİ : Ottoman Turkish
acı bir bitki
DÂRİB : Ottoman Turkish
vuran, döven
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani