Ottoman Turkish
DÜBB : Ottoman Turkish
Ayı
DÜBB-Ü ASGAR : Ottoman Turkish
Küçük ayı denen ve Kutup yıldızı etrafında devreden yedi tanelik yıldız kümesi
DÜBB-Ü EKBER : Ottoman Turkish
Büyük ayı tâbir edilen, kutup yıldızı ile beraber etrafındaki yedi yıldız
DÜBBA' : Ottoman Turkish
Kabak
DÜBBE : Ottoman Turkish
Yol, tarik
DÜBEYT : Ottoman Turkish
f. İki beyitten müteşekkil rübainin diğer ismi
DÜBLE : Ottoman Turkish
Beyaz helva parçası. * Büyük lokma
DÜBR : Ottoman Turkish
(Dübür) Kıç, mak'ad, süfre. * Bir işin nihayeti, sonu. * Bir şeyin arkası, gerisi
DÜBSE : Ottoman Turkish
Siyaha benzeyen kırmızılık
DÜBSİYY : Ottoman Turkish
Kumruya benzer bir kuş
DÜBUL : Ottoman Turkish
Su arkı
DÜCA : Ottoman Turkish
Zulmet, karanlık
DÜCAC : Ottoman Turkish
Galebe ile çağrışmak. * İnlemek. * Aldatmak, kandırmak
DÜCACE : Ottoman Turkish
(Bak: Decace)
DÜCALE : Ottoman Turkish
Katran
DÜCCE : Ottoman Turkish
Fazla karanlık, ziyade zulmet
DÜCCE-İ LÜCCE : Ottoman Turkish
Denizin engin karanlığı
DÜCİ : Ottoman Turkish
(Dücye. C.) Karanlıklar, zulümat
DÜCME : Ottoman Turkish
Karanlık, zulmet
DÜCNE : Ottoman Turkish
(C.: Dücen-Dücenât) Kapalı hava, karanlık
DÜCUN : Ottoman Turkish
Bulutun göğü bürüyüp örtmesi
DÜCYE : Ottoman Turkish
(C.: Dücâ) Bal arısının kovanı. * Avcılar kümesi. * Zulmet, karanlık
DÜCÜC : Ottoman Turkish
(Decâc. C.) Tavuklar. Tavuk, horoz ve piliç cinsleri
DÜCÜNNE : Ottoman Turkish
(C.: Dücünnât) Bulut kat kat olma. * Karanlık, zulmet. * Yağmur yağma
DÜDEN : Ottoman Turkish
Coğ: Yerin altında akan suların oyup meydana getirdiği derin kuyu
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani